Haberin DevamıSon asrın aka felaketleri arasında yer meydan 17 Ağustos 1999’daki Marmara Depremi’nin üzerinden 25 yıl geçerken ülke genelindeki riskli konut sayısının korkutucu büyüklüğü dikkati çekmeye devam ediyor.Geçen yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından riskli yapıların güçlendirilmesi ve dönüştürülmesi noktasında farkındalık artsa da riskli bina stoku hala milyonlarla anlatım ediliyor.Son 22 yılda ülkenin dört bir yanında 3,5 milyon civarında konutun dönüşümü sağlanmış olsa da hala riskli olduğu aktarılan 6 milyondan fazla konutun varlığı bu konuya verilmesi gereken öneme işaret ediyor. Uzmanlar, riskli konutlarda oturan vatandaşları binalarını bir lahza önce dönüştürmeleri veya güçlendirmeleri konusunda uyarıyor.”BÜYÜK BİR YIKIMIN ÖNÜNE ANCAK GÜÇLENDİRME VE DÖNÜŞÜMLE GEÇEBİLİRİZ” Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de daha önce yaşanan aka depremlerden bahsederek, ülkedeki aktif fay hatlarının her lahza yeni ve şiddetli bir depreme yol açabileceğini söyledi.Haberin DevamıHer zaman “deprem değil, ihmal öldürür” ifadesini tekrarladıklarını dile getiren Türkkan, bugüne kadarki depremlerde en aka canı ihmalin aldığını anlattı.Türkkan, ülke genelinde 6 milyonu aşkın riskli konutun bulunduğunu kaydederek, “Şiddetli bir depremde hasar alması beklenen bu konutların 5 milyonu güçlendirmeyle kurtarılabilir. İstanbul’daki riskli konut sayısı ise 600 bin adet. Bunların 150 bini için hemen harekete geçmeliyiz. Büyük bir yıkımın önüne ancak güçlendirme ve dönüşümle geçebiliriz. Aksi takdirde İstanbul’da beklenen şiddetli depremin yıkıcı etkisi fazla aka olacaktır.” dedi.”GÜÇLENDİRME ÇALIŞMALARINA MESAFELİ DAVRANANLAR BÜYÜK YANLIŞ İÇERİSİNDE” Sinan Türkkan, tamamen bilimsel metotlara dayalı olan güçlendirmenin, kentsel dönüşüme göre daha kısa süreli ve daha düşük maliyetli olduğunu söyledi.Binaların boşaltılmadan güçlendirme imkanının da olduğunu dile getiren Türkkan, riskli konutlarda oturan vatandaşlara binalarını bir lahza önce dönüştürmeleri veya güçlendirmeleri çağrısında bulundu.Haberin DevamıTürkkan, karot almanın binaya ziyan vermeyeceğini, yapıyı doğru tanıyıp hastalığı doğru teşhis edebilmek ve doğru tedavi uygulamak için bu işlemin lüzumlu olduğunu kaydederek, güçlendirme şirketi tercih edilirken titiz davranılması gerektiğini vurguladı.”Güçlendirmede yalnızca alanında uzman ve yetkin mühendislerle çalıştığınıza emin olun” diyen Türkkan, “banyonun fayansı kırılmasın, mutfağın dolabı değişmesin” diye güçlendirme çalışmalarına mesafeli davrananların aka yanlış içerisinde olduğunu anlattı.Binaların yıkılmasının ve çökmesinin asla kader olmadığını yineleyen Türkkan, “Doğru zemin, doğru malzeme ve doğru sistem bir araya geldiğinde asla çökme olmaz. Daha önce yapılan konutlarda belki bu 3 şart gerçekleşmemiş olabilir. Ancak o riskli yapıyı dönüştürerek veya güçlendirerek kurtarabiliriz. Bu nedenle vatandaşlarımızdan ricamız bu konuyu ihmal etmemeleridir.” diye konuştu.Haberin DevamıTürkkan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının kentsel dönüşüm için başlattığı ve İstanbul’da devamına karar verdiği Yarısı Bizden Kampanyası’nın önemli destekler içerdiğini belirterek, vatandaşlara bu kampanyadan faydalanmaları çağrısında bulundu.”MEVCUT YAPI STOKUNUN BÜYÜK KISMI HIZLA YENİLENMELİ” Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici de 17 Ağustos 1999’da yaşanan 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi’nde 17 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, “Yaklaşık 200 bin kişinin evsiz kaldığı, 66 bin 441 konut ve 10 bin 901 amel yerinin yıkıldığı depremden 16 milyona yakın şahıs etkilendi.” dedi.Haberin DevamıMarmara Depremi’nden sonra yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı yıkımlardan bahseden Çekici, konut üretiminde yanlış malzeme kullanımı sonucu 50 binden fazla canın kaybedildiğini söyledi.Çekici, Marmara ve Kahramanmaraş depremlerinin bina güvenliği konusundaki eksiklikleri keder bir şekilde gözler önüne serdiğini kaydederek, “Son olarak yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremler ana vizyonumuz olarak belirlediğimiz 4T; tabiat, toplum, teknoloji ve tasarım prensiplerine sıkı sıkı sarılmamız gerektiğini bize bir kere daha fazla keder bir şekilde gösterdi.” diye konuştu.Türkiye’nin tam anlamıyla depreme dayanıklı bir ülke olabilmesi için daha bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu anlatım eden Çekici, sözlerini şöyle sürdürdü:Haberin Devamı”Öncelikle, mevcut bina stokunun aka bir kısmı hala risk altında ve bu yapıların hızla yenilenmesi gerekiyor. Ayrıca, deprem bilincinin toplumsal düzeyde artırılması, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinin yaygınlaştırılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı’mızın da açıkladığı gibi sadece İstanbul’da hedef 5 yılda 600 bini acil olmak üzere yekün 1,5 milyon müstakil bölümü dönüştürmek. Şu anda kentsel dönüşüm kapsamında sahada başlamış ve başlayacak pek fazla proje var. Ciddi bir bütünleşik konut politikası, acil koduyla Türkiye’nin gündeminde üst sıralarda yer almalıdır.””ŞEHRİ DEĞER VE İNSAN ODAKLI DÖNÜŞTÜRMELİYİZ” Neşecan Çekici, kentsel dönüşümde “kenti sadece dönüştürmek amaçlı” değil, “şehri paha ve insan odaklı dönüştürme esaslı” olması gerektiğini vurguladıKentsel dönüşümün adalet sahibi, belediye, geliştirme şirketleri gibi kamudan ve özel sektörden birçok paydaşı ilgilendirdiğini anlatan Çekici, burada sağlıklı uzlaşımlar ve güvenilir platformlar oluşturulması gerektiğini söyledi.Çekici, “Sivil tarafın bilinçlendirilmesi ve eğitiminin de önemle üstünde durulması gerekir. Uzlaşı adabı ve kültürünün oluşması için ciddi bir bilinçlendirme kampanyası hayata geçirilmelidir. Kentsel dönüşüm hamlesiyle benzer zamanlı olarak sosyal konutların yaratılması ve erişilebilir konut modellerinin kurulması da gerekiyor.” yorumunu yaptı.”KENTSEL DÖNÜŞÜMLE BİRLİKTE YEŞİL DÖNÜŞÜM DE GERÇEKLEŞTİRİLMELİ” Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik ise kentsel dönüşümün, binaların etraf dostu yapılara dönüştürülmesi için de bir fırsat oluşturacağını belirterek, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini söyledi.Konut arzı ve kira sorununun çözümü için kentsel dönüşümün hızlandırılması gerektiğini anlatan Şişik, sözlerini şöyle sürdürdü:”Depremden sonra yaşamımızı tehdit etmeye başlayan iklim krizi karşısında kentsel dönüşümle beraber yeşil dönüşümü de gerçekleştirmeliyiz. Bugün Almanya elektriğini yüzde 100 pak enerjiden sağlayan yapılara sahip. Çevre dostu yeşil binalar sayesinde ab kullanımında yüzde 40-50, elektrik enerjisinde ise yüzde 100 tasarruf sağlamak mümkün. Londra’da çevreci bazı binalarda bir atık ab 8 kere kullanılıyor. Biz de kentsel dönüşüm sürecinde yeşil binalar için çalışmalıyız. 10 bin dolardan başlayan ve binaya göre değiştiği için fazla yüksek rakamlara da çıkabilen yatırım tutarıyla yeşil dönüşümü gerçekleştirebiliriz. Vatandaşlarımız bu yatırımın 2 yıl sonra geri dönüşünün sağlanacağını bilmeli. Artık ab kıtlığını konuşuyoruz. Onun yerine ‘Su kullanımını nasıl azaltırız?’ konusunu konuşmalıyız.”Şişik, binalardaki yeşil dönüşümün mecbur hale getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
GÜNDEM
7 dakika önceGÜNDEM
37 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
4 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.