Haberin Devamıİstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi karşısındaki salonda yapılan duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, tutuklu sanık Shamsullo Radzhabov savunma yaptı.Saldırı öncesinde Meryem Ana Ermeni Kilisesi, Rum Kilisesi, Aya Kiryaki Kilisesi, Surp Harutyun Kilisesi ve Kumkapı Türkiye Ermeni Patrikliği’nde keşif yaptığı ve saldırıda kullanılan aracın sahibi olduğu öne sürülen Radzhabov, 2019 yılında Türkiye’ye yasal yollardan nakit kazanmak için geldiğini anlattı.Bir yıl Sarıyer’de yaşadığını anlatım eden Radzhabov, sonrasında Antalya’ya gittiğini, iki yıl kadar orada yaşadıktan sonra lisan öğrendiğini ve İstanbul’a geri döndüğünü söyledi.Radzhabov, saldırıdan önce hadise yerinde keşif yapmakla ve arabayı temin etmekle suçlandığını belirterek, “Araba benim evet fakat ben saldırıyla ilgili suçlamaları kabul etmiyorum.” ifadesini kullandı.Haberin DevamıMüşteki avukatı Afşin Hatipoğlu’nun, sanığın daha önce DEAŞ suçlamasıyla gözaltına alındığını, saldırıda kullanılan aracın sanığa ait çıktığını, yapılan incelemelerde kilisenin fotoğrafları ve öbür bir kilisenin konumunun telefonundan çıktığını belirterek, söz konusu kiliselerde sebep keşif yaptığını sordu.Bunun üzerine sanık Radzhabov, korsan taksicilik yaptığını, telefonunda o yüzden konum bulunduğunu ancak fotoğrafların olmadığını öne sürerek, keşif yaptığına yönelik suçlamaları kabul etmedi.Saldırının faillerinden olan tutuklu sanık Amirjon Kholiqov’a saldırıda kullanılan aracı verdiği iddia edilen tutuklu sanık Alısher Rakhımov savunmasında, oto tamircisi olduğunu, saldırıdan önce sanıkların aracı tamir için kendisine getirdiklerini öne sürdü.Rakhımov, sanıkların aracı daha sonra kendisinden aldıklarını ve olaydan 3 gün önce yine arayarak bozulduğunu söylediklerini belirterek, aracı yan taraftaki dükkandakilerin yapacağını, ancak işleri olduğu için yapamadıklarını ve bu nedenle aracın bir süre kendi dükkanının önünde kaldığını anlattı.Araç dükkanın önünde beklediği sırada tutuklu sanık Shamsullo Radzhabov’un kendisini arayarak aracın satıldığını söylediğini anlatan sanık Rakhımov, “Radzhabov, arabayı yeni sahibine götürüp götüremeyeceğimi sordu. Ben de alacağımı almak için kabul ettim. Arabayı yeni meydan şahıs beni arayınca akşam amel çıkışı arabayı götürüp teslim ettim.” dedi.Haberin DevamıMüşteki avukatı Afşin Hatipoğlu’nun sanığa, “Seninle çalışan 20’den fazla şahıs DEAŞ’tan gözaltına alınmış ya da tutuklanmış. Neden DEAŞ’lılar seninle çalışıyor?” sorusunu sorması üzerine, bazı sanık avukatları soruya itiraz ederek, kilise saldırısıyla bağlantılı olmayan soruların sorulmamasını talep etti.Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının itirazını reddederek, söz konusu sorunun sorulmasını kararlaştırdı. Bunun üzerine müşteki avukatı Hatipoğlu, “Ben iddianameden soru soruyorum. Evden getirmedim bu soruları.” dedi.Sanık Radzhabov ise soruyu, “Ben tamirciyim. Avukat da, tabip da, tamirci de gelebilir. Gelen kişinin yüzünde yazıyor mu terör örgütü üyesi olduğu.” şeklinde cevapladı.Haberin Devamı”GELEN KİŞİLERE DEAŞ’LI MISIN, BAŞKA ÖRGÜTE ÜYE MİSİN DİYE SORMAM MÜMKÜN DEĞİLDİR”Tacikistan İnterpol biriminin talebi doğrultusunda, “suç örgütüne katılım, radikal bir örgütün faaliyetleri, yasa dışı silahlı oluşumlara katılım ve Tacikistan Cumhuriyeti vatandaşlarının askeri çatışmalara katılımı ve silahlı çatışmalara katılmalarını sağlama” suçlarından hakkında kırmızı bülten bulunan tutuklu sanık Farrukh Soliev ise savunmasında, Tacikistan’da siyasi parti üyesi olduğunu söyledi.Tacikistan’da olan baskılar nedeniyle kaçmak zorunda kaldığını öne süren Soliev, Türkiye’ye, eşim ve çocuklarımla 2015 yılı Ağustos ayında Atatürk Havalimanı’ndan yasal yollarla giriş yaptım. Sonra oturma izni başvurusunda bulundum.” dedi.Haberin DevamıTacikistan yönetimi tarafından suikastla tehdit edildiği gerekçesiyle 2019 yılında uluslararası korunma talebinde bulunduğunu iddia eden Soliev, bu nedenle imza yükümlülüğü olduğunu ve yakalanana kadar imzalarını aksatmadığını savundu.Soliev, tartıştığı hane sahibinin kendisini “DEAŞ’a üye” diye Tacikistan Konsolosluğu’na şikayet ettiğini öne sürerek, evine polislerin geldiğini ve gözaltına alındığı, emniyetteki işlemlerin ardından Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildiğini belirtti.Sanıklardan Alısher Rakhımov’la beraber oto tamirhanesinde çalıştığını belirten Soliev, “Her şeyimiz yasaldır. Vergi mükellefiyiz. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Bu olaya hiçbir şekilde iç değilim. Alısher Rakhımov dışında kimseyi tanımıyorum.” iddiasında bulundu.Haberin DevamıMüşteki avukatı Hatipoğlu’nun, “DEAŞ’ın İstanbul’daki yetkili tamir servisi misiniz?” sorusu üzerine sanık, “Benim DEAŞ’la alakam yoktur. Gelen kişilere DEAŞ’lı mısın, öbür örgüte üye misin diye sormam olası değildir. Soramam da.” ifadesini kullandı.RUSYA’DA YAŞARKEN KAYBOLAN EŞİNİ ARAMAK İÇİN TÜRKİYE’YE GELMİŞTutuklu sanık Zharaıdat Esmurzıeva savunmasında, Rusya’da yaşarken eşinin kaybolduğunu ve onu aramak için 2019 yılında Türkiye’ye geldiğini söyledi.Eşini bulamadığı için geri döndüğünü anlatım eden Esmurzıeva, daha sonra yine İstanbul’a geldiğini kaydetti.Esmurzıeva, internetten kadın kıyafetleri satın alıp Rusya ve Kazakistan’a gönderdiğini, bu nedenle söz konusu ülkelerden kendisine nakit geldiğini belirtti.Eski eşinden hiç haber alamaması üzerine internetten tanıştığı Edelkhan İnazhaev’le evlendiğini söyleyen Esmurzıeva, evlendikten yaklaşık bir ay sonra ikametlerine yapılan operasyonda eşiyle beraber gözaltına alındığını anlattı.Hakkında “DEAŞ terör örgütüne katılarak diri bomba eylemi yapmak üzere gönüllü olduğu” şeklinde istihbari bilgi bulunan Behruz Bobokalonov’un eski eşi olduğuna dair bilgi olduğu sorulan Esmurzıeva, “O benim eşim değil.” yanıtını verdi.Esmurzıeva, operasyonda gözaltına alındıkları eve olaydan 1-2 hafta önce taşındıklarını, evde ele geçirilen silah gibi eşyaların kendilerinin olmadığını savundu.”ŞİDDETE VE ADAM ÖLDÜRMEYE KARŞIYIM” Tutuklu sanık Husnıtdın Kunarov, sanıklardan hiçbirini tanımadığını ve saldırı günü de Sarıyer’de taşımacılık yaptığını öne sürdü.Tutuklu sanık Mahmud Muhammed, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, “Şiddete ve adam öldürmeye karşıyım. Ben Türkiye’ye gelmiş ve vatandaşlık almış biriyim. Burada ailemle beraber mesut bir şekilde yaşıyorum. Benim bu devlete vefa borcum var. Minnet duyduğumdan ötürü bu millete kötülük aklımın ucundan geçmez.” savunmasını yaptı.Davaya konu araçlardan birini şirkete kiralık olarak verdiğini anlatan Muhammed, “Şirketle yaptığım sözleşme dosyada da mevcuttur. Şirket aracımı muhtelif kişilere kiralıyordu ancak ben bu kişilerin hiçbirini tanımıyorum.” iddiasında bulundu.Tutuklu sanık Maıtıyasen Arifoğlu ise sanıklardan David Tanduev ve Amirjon Kholiqov’un vasıta kiralamak için kendisine geldiğini, onlara 3 gün için vasıta kiraladığını ve sanıkların 4 günde aracı getirip ücretini verdiklerini söyledi.”BİR DOĞU TÜRKİSTANLI OLARAK BU ÜLKEYE, BU VATANA BENDEN BİR KÖTÜLÜK GELMEZ”Tutuklu sanık Enver Karakaş, başta DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerini lanetlediğini anlatım ederek, “Bu olayla alakası olan kim olursa olsun en ağır cezayı almasını istiyorum. Ben fazla ufak yaşımda Türkiye’ye geldim. 30 senedir buradayım. 25 yıldır esnaflık yapıyorum. Milletini, vatanını seven bir insanım. Ailemi de aynı şekilde yetiştirmeye çalıştım. Bütün seçimlerde de vatandaşlık hakkımı kullandım. Bu ülkeye, bu vatana benden bir kötülük, hainlik gelmez. Bundan emin olabilirsiniz.” şeklinde konuştu.Karakaş, 20 küsur yıldır Türk vatandaşı olduğunu belirterek, “30 senedir ailesini göremeyen bir Doğu Türkistanlı olarak bu ülkeye, bu vatana benden bir kötülük gelmez. Terör örgütü DEAŞ’ın insanlığa, Müslümanlara fazla aka zararı olduğunu düşünen biriyim. Bize bu acıyı yaşatan katillerin en ağır cezayı almasını istiyorum.” dedi.Aracını sanıklardan Maıtıyasen Arifoğlu’na kiraya verdiğini dile getiren Karakaş, “Sözleşmede, ‘Bir örneğin olursa vasıta sahibi değil, sürücüsü sorumludur.’ ibaresi vardı. Ben buna güvendim. Aracı kimlere kiraladıklarını da bilmiyordum. 3 yıllık sözleşme yaptık. Yılda 200 bin liradan 600 bin lira. Çocuklarım okuyor, ilave gelir olur diye düşündüm.” savunmasını yaptı.Tutuklu sanıklardan Olim Ghulomov, iki kişinin yaptıkları dolayısıyla birçok insanın mağdur ve fena durumda olduğunu belirterek, “Ben o kadar doluyum ki saatlerce anlatsam bitiremeyeceğim galiba. Bakıyoruz ki, bu iki kişinin yaptığı suçtan belki binler, milyonlar mağdur. Anlaşılan şu ki iki şahıs suç işlemiştir. Yaklaşık bir yıl doluyor, torunlarıma da hasretim. Küçük bir cezaevinde kalıyoruz. Mağdurlardan en fena durumda olanlardan biri de benim.” ifadelerini kullandı.Duruşma, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarın saat 10.00’a ertelendi.
GÜNDEM
30 gün önceGÜNDEM
30 gün önceGÜNDEM
30 gün önceGÜNDEM
30 gün önceGÜNDEM
30 gün önceGÜNDEM
30 gün önceGÜNDEM
30 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.