Haberin DevamıCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’ın başkenti Kahire’de 11’incisi düzenlenen Gelişen 8 Ülke (D-8) Zirvesi’ne katıldı. Devlet liderleri ile temaslarda bulunan Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmada Suriye konusunda dünyaya mesaj vererek “Tüm dini, mezhebi ve etnik grupların yan yana, sulh içinde yaşadığı terörden arındırılmış bir Suriye’nin inşası en samimi beklentimizdir.” ifadelerini kullandı.Mısır’dan yurda dönüşte beraberindeki gazetecilere konuşan Erdoğan, ziyarete ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: Değerli basın mensubu arkadaşlarım öncelikle sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Gelişen 8 Ülke Teşkilatı Dönem Başkanı Mısır’ın hane sahipliğinde düzenlenen D-8 Zirvesi’ne iştirak ettik. D-8, ülkemizin öncülüğünde bildiğiniz gibi rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın kuruluşunu yaptığı bir oluşumdur. Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır, Nijerya ve Pakistan’ın katılımıyla 1997 yılında kuruldu. Teşkilatın sekreteryasına İstanbul’da hane sahipliği yapıyoruz. 3 kıtada temsil edilen ve 1 milyarı aşan nüfusuyla D-8, çeyrek asırlık süreçte yoluna güçlenerek devam ediyor. Bugün gelinen noktada D-8 teşkilatı, üyeleri arasındaki ticaretin artışına katkı sağlayan bir yapıya dönüşmüştür. Kuruluş felsefesinde temel alınan barış, diyalog, amel birliği ve adalet kavramlarının ne kadar önemli olduğunu bilhassa bölgemizde yaşanan son gelişmeler bize gösteriyor. Küresel ve bölgesel çapta siyasi, ekonomik ve insani aka sınamalarla yüzleştiğimiz bu dönemde D-8 kapsamındaki amel birliğimizi derinleştirmemiz aka ehemmiyet arz ediyor.Haberin Devamı”NETANYAHU’NUN HUKUK İHLALLERİNİ KINADIK”Değerli arkadaşlar, “Gençlere Yatırım ve KOBİ’lere Destek” temasıyla düzenlenen zirvemizde pek fazla meseleyi ele aldık. Teşkilatımızın en önemli girişimlerinden Tercihli Ticaret Anlaşması’na bilhassa tüm D-8 üyelerinin yan olmasına dair hedefimize Mısır’ın da anlaşmaya katılımıyla ulaşmış olduk. D-8’i yeni üye ve ortaklara açmak suretiyle tesir alanımızı daha da genişletmeyi arzu ediyoruz. Bu çerçevede can Azerbaycan’ın üyeliğini kabul ettik. Zirve hitamında kabul edilen Kahire Bildirisiyle iktisadi ve ticari amel birliğimizi ilerletme kararlılığımızı ilan ettik. Önümüzdeki dönemde yönetimi Endonezya alacak. Endonezya’nın döneminde belki bir veya iki, belki üç ülkeyi daha D-8 üyeleri arasına iç etme durumu söz konusu olabilir. Böylece D-8’i fazla daha güçlü bir hale inşallah getirebiliriz. Zirvede ayrıca, Filistin ve Lübnan’daki duruma ilişkin ortak bildiriyi kabul ettik. Ortak bildirimizde İsrail’deki Netanyahu hükümetinin Filistin halkına yönelik saldırganlığını ve uluslararası hukuk ihlallerini aleni biçimde kınadık. Lübnan’da ise İsrail’in saldırıları binlerce masumun hayatını kaybetmesine, altyapının aka ölçüde tahrip olmasına ve 1 milyondan fazla insanın yerlerinden edilmesine sebep oldu. Lübnan’da zorlukla tesis edilebilen ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşılamakla beraber, ihlalleri de endişeyle takip ediyoruz. Orta Doğu’da huzurun ancak Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanmasıyla olası olabileceğine inanıyoruz.Haberin Devamı”SURİYE BEKASINI TEHDİT EDEN DEAŞ VE PKK’NIN KÖKÜNÜN KAZINMASI GEREKİYOR”Değerli arkadaşlar, zirvemizde Suriye’deki gelişmeler asli gündemi oluşturdu. Suriye’de 13 yıllık çatışmaların ve 61 yıllık Baas zulmünün sona ermesiyle beraber yeni bir devre başladı. Suriye halkının liderliğinde ilerleyen bu yeni süreç, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün yine tesisi suretiyle, istikrarın sağlanması bakımından fazla fakat fazla önemliydi. Suriye halkının herhangi bir yol kazasına mahal vermeden, geçiş sürecini suhuletle yönetmesine destek oluyoruz. Farklı etnik ve dini grupların yan yana sulh içinde yaşadığı ve komşuları için itimat kaynağı olan bir Suriye’nin inşası en samimi arzumuzdur. Bunun için Suriye’nin bekasını tehdit eden DEAŞ, PKK ve türevlerinin kökünün kazınması gerekiyor. Ülkemizin güvenliğine de kasteden bu terör örgütlerinin başlarını kaldıramaması için sahada önleyici tedbir alıyoruz. Zirvemizde bu konudaki kararlılığımızı yine teyit ettik. Ümit ediyorum ki; önümüzdeki süreçte sahada yaşanacak gelişmeler, sıla hasreti çeken Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü şekilde vatanlarına dönmelerine olanak tanıyacaktır. Bu çerçevede yeniden bayındırlık ile mevcut kurumların ıslahı suretiyle Suriye’nin toparlanması için uluslararası desteğe ihtiyaç bulunduğuna işaret ettik. Ayrıca doruk esnasında Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdülfettah el Sisi, İran Cumhurbaşkanı Sayın Mesud Pezeşkiyan, Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif’in yanı dizi katılımcı öbür devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmelerde de ticari ve ekonomik ilişkilerimizle beraber Gazze ve Suriye’deki durumu değerlendirdik. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, zirvemizde aldığımız kararların ülkemiz, bölgemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Haberin DevamıMısır dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, şunları söyledi:Bundan yaklaşık 2 ay önce Tataristan ziyaretinizden dönerken terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD ve YPG’nin bilhassa terk edilmeye ve yalnız bırakılmaya mahkum olduğunu vurgulamıştınız. “Amerika terör örgütünü bir süre kucağında taşır fakat bu süre dolunca da bunları kendi başına bırakmak zorunda kalacak” ifadelerini kullanmıştınız. Bugün Suriye’de gelinen nokta bu sürenin dolmuş olduğunu gösteriyor diyebilir miyiz? Buna ilave olarak “Biz sırtımızı PYD’ye, YPG’ye dayadık” diyenler vardı. Terör örgütünün tasfiye olmaya yakın olduğunu görüyoruz şu lahza için, o örgüte sırt yaslayanlara neler söyleyeceksiniz?Haberin Devamı”TERÖR ÖRGÜTÜ İÇİN YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR, RAF ÖMÜRLERİ TÜKENDİ”PKK/YPG’nin umutları boşa çıktı. Esed’in beklentileri farklıydı fakat bunlar tecelli etmedi. Yeni bir tablo ortaya çıktı. Esed’in şu anda Rusya’da olması, olayın ne kadar manidar geliştiğinin bir ispatı. Bundan sonraki süreçte Suriye’deki kardeşlerimiz, gelecekleri ile ilgili kararları kendileri verecek. Bizler de onlara devlet yapılanmasının nasıl olması gerektiği hususunda yardımcı olmaya çalışacağız. Bizim tecrübelerimiz oraya nasıl aktarılabilir, yeni bir toplumsal sözleşme çerçevesinde bir devlet nasıl ayağa kaldırılabilir, bu konularda Suriye yönetimine yardım edeceğiz. Bir devleti ayağa kaldırırken en önemli adımlardan bir tanesi anayasanın inşasıdır. Bu konuda biz, başta Sayın Colani olmak üzere yeni Suriye yönetiminde yer meydan isimlerle iletişimi başlatmış durumdayız. Bildiğiniz gibi Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımızı gönderdik. Dışişleri Bakanımız konunun tüm muhataplarıyla başından itibaren zaten diyalog halinde. Biz Suriye’de mevcut terör örgütlerinin etkisiz hale getirilme zamanının geldiğini de göstereceğiz. Bize sınırlarımızın güneyinden herhangi bir tehdidin bundan sonra gelmemesi için bunu yapacağız. Çünkü böyle bir riski kabullenmemiz olası değil. Terör örgütünün biricik amacı hizmet ettikleri odaklara yaranmak olduğu için, yalnız kalmaya mahkumlar. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle… Ancak yarınları olmayacak. Terör örgütü için yolun sonu görünüyor. Yıllarca bölgemizdeki halklara kan kusturdular. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Türklere, Araplara, Ezidilere ve nicelerine hayatı zehrettiler. Bölgenin geleceğinde teröristlere yer yok. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarının raf ömrü tükenmiştir. Suriye’de sağlanacak itimat ortamı, terör örgütlerinin militan teminini de engelleyecektir. Bundan sonra bölgemizde sulh ve huzurun tesisi için yollar açıktır. Ülkemizdeki bazı siyasi partiler, Suriye ile ilişkiler noktasında yakın bir zamana kadar farklı açıklamalar yapıyorlardı. Şu anda onlar herhalde aynı şeyleri söyleme durumunda değiller. Onların da tüm umutları suya düştü. Suriye, bu yeni oluşumla hakikaten istikrarlı bir bina kurduğu takdirde, İslam dünyasında bana göre fazla güçlü bir yer alacaktır. Bugün 30 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip bir Suriye, göz ardı edilemez. Amerika Birleşik Devletleri ile Sayın Donald Trump’ın görevi devralmasıyla beraber yapacağımız görüşmeler fazla önemli. Ruslar Suriye’deki büyükelçilik ve başkonsolosluklarını kapatmayı düşünmediklerini söylüyorlar. Bu da Suriye için bana göre bir zenginliktir. Diplomatik misyonların devamında fayda var. Beni en fazla sevindiren şeylerden bir tanesi de gerek İslam Dünyası gerekse Batıdan birçok ülkenin artık Sayın Colani ile irtibatlarını geliştiriyor olmasıdır. Bunlar da bir yerde yeni yönetime güvenin işaretidir. Yeni dönemde Suriye, inşallah fazla daha farklı bir şekilde ayağa kalkacaktır.Haberin DevamıYeni Suriye yönetiminin bir öbür problemi de güneyde İsrail’in işgal alanını bu fırsattan istifade ederek genişletiyor olması. Burada da Gazze’de olduğu gibi uluslararası hukukun işletilmesi konusunda Türkiye’nin de katkı vereceği hazırlıklar mevcut mıdır?”SURİYE TOPRAKLARINI İŞGALE KALKIŞAN İSRAİL’E KARŞI SESSİZ KALMADIK, KALMAYIZ” İsrail uluslararası hukuku çiğnemeyi tane haline getirdi. Gazze’de uluslararası hukuku ayaklar altına aldılar, dünya sessiz kaldı. Lübnan’da egemen bir devletin toprağını işgal edip kan döktüler, dünya gene sessiz kaldı. İsrail’in pervasızlıklarına bugün Suriye maruz kalıyor. İsrail’in Golan Tepelerini işgaline yönelik BM Güvenlik Konseyinin 1967’deki 242 numaralı kararı mevcut. Bu kararla İsrail’in Golan Tepelerini işgal etmesi kınanmakla beraber bölgeden çekilmesi talep ediliyor. Bu kararın yeniden hatırlatılması ve uygulanması için uluslararası toplumun harekete geçmesi önemli. Batılı ülkelerden İsrail işgaline karşı cılız da olsa ses yükselmeye başladı. Halbuki İsrail, sivillerin üzerine ilk bombayı attığında dünya ayağa kalksaydı, İsrail bugün bu işgal adımını atacak cesareti bulamazdı. Biz o gün sessiz kalmadığımız gibi, bugün de Suriye’nin topraklarını işgale kalkışan İsrail’e karşı sessiz kalmadık, kalmayız. İsrail, uluslararası hukukun kendilerini de bağladığını er ya da geç öğrenecek. Biz her zeminde İsrail’i köşeye sıkıştırmaya, hukuka müsait hareket etmeye zorlamaya devam edeceğiz. Ancak Suriye’deki durumdan kendisine fayda sağlamasının da önüne geçmek için uluslararası tüm mekanizmalar etkin bir şekilde kullanılmalı. Burada İsrail’in durdurulması için ABD başta olmak üzere Batılı ülkelere aka görevler düşüyor. İsrail’in Suriye’nin topraklarını işgalinin kabul edilemeyeceği en gür şekilde anlatım edilmelidir. Yarın fazla geç olmadan bölgemizdeki huzuru ve istikrarı daimi tehdit eden İsrail saldırganlığına “dur” denilmelidir. Yoksa İsrail bumerangı yarın onları her şartta destekleyenleri de hedef alır. Dün yaptığımız uyarılara kulak tıkayanlar, doğruları söylediğimizi bugün gördüler. Yarın, pişman olmamak için, bugün yaptığımız uyarıları dikkate alıp lüzumlu adımları atmalarını tavsiye ediyorum.Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile bir görüşme yaptınız ve basın toplantısında Sayın Mikati’nin dikkat çekici bir ifadesi oldu. Mikati ‘Lübnan bir kriz yaşadı ancak şunu öğrendik, önce Allah’a daha sonra da Türkiye’ye güvenmemiz gerektiğini öğrendik.’ dedi. Bu sözleri değerlendirmenizi rica edeceğiz.”GİZLİ AJANDALARDA KAYITLI GÜNDEMLERLE HAREKET ETMEYİZ”Sayın Mikati ile D-8 Zirvesinde beraberdik, kendisine “Önce Allah’a sonra Türkiye’ye güveniyoruz ifaden halkımızın arasında fazla ciddi olumlu bir tepki meydana getirdi.” dedim. Sayın Mikati’nin Türkiye’ye itimat duyduğunu dile getirmesi de çabalarımızın takdir edildiğinin göstergesidir. Biz, dostlarımız ve kardeşlerimiz için güvenli liman olduğumuzu tarih boyunca defalarca kanıtladık. Biz, yaptığımız uyarılarda da, aldığımız tedbirlerde de, gizli ajandalarda kayıtlı gündemlerle hareket etmeyiz. Mertçe konuşur, mertçe davranırız. Bize güvenen, bizimle yol yürüyen kimseyi de yarı yolda bırakmaz, arkasından kuyu kazmayız. Anadolu irfanında bu anlayış “Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü” şeklinde özetlenir. Bizim yürüdüğümüz yol da, hedeflerimiz de bu istikamet üzerinedir. Ayrımcılık, tefrika bizim kitabımızda yer bulmaz. Hazreti Ali “Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca fazla olmanın bir anlamı yoktur.” der. Bizim amacımız o gönül birlikteliğini sağlamaktır. Hele hele tarihi, kültürel bağlarımızın bulunduğunu ülkeler ve milletlerle bu birlikteliği oluşturmak için yoğun gayret sarf ederiz. Temenni ediyorum ki Türkiye-Lübnan ilişkilerini güçlendirerek Lübnan’ı kısa zamanda bu bölgede ayağa kaldırırız. Ama önce bu İsrail saldırganlığı meselesini çözmemiz gerekiyor. İsrail tüm bu zulmün, attığı bombaların bedelini ödemesi lazım.Suriye topraklarında 8 Aralık’ta başlayan ıslahat süreci devam ederken diplomasi ayağında birçok görüşme gerçekleştirdiniz. Özellikle bu hafta hem sima yüze hem telefonda yoğun bir trafik vardı. Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda Türkiye’nin söylemlerine destek verildiği ve hakkının teslim edildiğine tanıklık ettik. Muhataplarınızla görüşmede itiraz eden bir görüşle karşılaştınız mı? “SURİYE-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ BİZ ÇOK DAHA FARKLI BİR YERE TAŞIYACAĞIZ” Ben doğrusu bu konuda olumsuz bir yaklaşım görmedim. Bölgesel ve küresel her kriz ve gelişme diplomasi trafiğimizi artırıyor. Görüşmelerimiz, Suriye’nin geleceği, sulh süreçleri ve uluslararası amel birliği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Suriye diplomasimiz kapsamında görüştüğümüz liderlere Türkiye’nin, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü için gayret gösterdiğini anlattım. Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumanın yolu öncelikle terör örgütleri ile mücadeleden geçiyor. DEAŞ bahanesi ile PKK ve uzantılarına sahip çıkma anlayışında olanlar var. Bu yaklaşım yakın geçmişte Suriye’yi bölünmenin eşiğine getirdi. Biz en başından beri PKK ve uzantılarıyla da, DEAŞ unsurlarıyla da mücadele ettik, ediyoruz. Batılı ülkelerin caddelerinde, meydanlarında nasıl DEAŞ gösteri yapamıyorsa PKK ve uzantıları da yapamamalı. Sadece caddeler meydanlar değil, sosyal alanlardan kültürel mecralara kadar her yerde terör yapılanmaları ile mücadele şart. Bizim Suriye ile 900 kilometreyi aşkın bir sınırımız var. Bütün bu hudut hattında Esed’e karşı duvarlardan tutun gidiş-gelişlere kadar ciddi manada engelleme adımları attık. Şu lahza itibariyle yeni yönetimin oluşmasıyla inşallah Suriye-Türkiye ilişkilerini biz fazla daha farklı bir yere taşıyacağız. Dikkatinizi çeken bir şey herhalde vardır. Halep’teki çarşılar, Halep’teki alışveriş yerleri bir anda hareketlendi. Savaştan önce Esed zamanında oraya yaptığım ziyarette, oradaki kapalı çarşının aynen bizim kapalı çarşılar gibi hareketli bir yer olduğunu görmüştüm. Yani orada tarih var, ticaret var. Şu anda da hareket var. İnşallah bu hareket oraya bereketi getirecektir diye düşünüyorum.Amerika’nın seçilmiş Başkanı Donald Trump geçtiğimiz günlerde Suriye ve Türkiye ve sizinle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Sizinle ilgili övgü dolu sözleri var. Sizin için ‘Çok akıllı bir adam, fazla güçlü, fazla çetin, iyi anlaştığım biri’ diyor. Bu konularda, bu söyledikleriyle ilgili ne diyeceksiniz? Suriye ile ilgili de ‘Suriye’de olacakların anahtarı Türkiye’dir’ diyor. ‘Suriye’de ilerleyen güçlerin arkasında Türkiye var’ diyor. ‘Ve ben bundan rahatsız değilim’ diyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?”TRUMP İLE ARAMIZDA SIKINTI YOK, TESPİTLERİ YERİNDE”Sayın Trump’ın sözleri kendisinin ve önümüzdeki aylarda oluşturacağı yönetiminin Türkiye’ye bakışını özetliyor. Türkiye’nin gücünün ve etkinliğinin bizdeki muhalefet dışında herkes farkında. Aslında onlar da bazı şeylerin farkındalar ancak gerçekleri konuşmaya dilleri alışkın olmadığı için çarpıtıyorlar. Türkiye’nin diplomaside artan gücünü uluslararası fikir kuruluşlarından medyaya varıncaya kadar herkes yazıp çiziyor. Biz de gücümüzün ve etkinliğimizin farkındayız. Bu gücün kaynağı olan milletimize yaraşır biçimde hizmet etmenin derdindeyiz. Geçenlerde de söylediğim gibi Türkiye, Türkiye’den büyüktür. Bizim topraklarımızı korumak, ülkemizi kalkındırmak, köklerimize tutunarak ileriye adımlar atmak gibi bir gayemiz var. Bunun yanında dostlarımızın, kardeşlerimizin yanında durma sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz. Şam’da büyükelçiliğimizi yeniden faaliyete geçirdik, orada adımızı gören Suriyeli kardeşlerimizin hissiyatlarına bir bakın. Türk beklenendir, sözü öylesine kurulmuş bir tümce değildir. Türkiye’nin gönül sınırları fiziki sınırlarının fazla ötesindedir. Gittiğimiz her ülkede, ayak bastığımız her coğrafyada, bunu gördük. Sayın Trump da aslında bir hal tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok. Şu lahza itibariyle kendisi seçildiği andan itibaren görüşmelerimizi yaptık. Sayın Trump pragmatik bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları değiştirme vizyonuna sahip. Devir-tesliminden sonra gene herhalde biz de ilk tebriğimizi yapar, gündemimizde bulunan konuları samimiyetle ele almaya başlarız.AFAD’ın Esad rejiminin işkence üssü olarak bilinen Sednaya’daki çalışmalarını soracaktım. Orada yitik Türk vatandaşları mevcut mı? “UMARIM SEDNAYA FOTOĞRAFI BİZE AKIL VERENLERİ UTANDIRMIŞTIR” Yok, öyle bir bilgi getirmediler bize. Bu 6 kat yerin dibindeki cezaevinin nasıl olduğunu ve burada insanların ne hallere sokulduğunu gördünüz. Biz Türkiye olarak bu işi seyretmedik, tribünde kalmadık. AFAD’ımızı tüm teçhizatıyla ekipmanlarıyla beraber Suriye’ye gönderdik. Orada o çalışmaları yapmaları, o çalışmalarla ilgili raporların oluşturulması, hem bölgeye hem İslam dünyasına güzel bir mesaj vermiştir. AFAD’ımız orada görevini yaptı ve döndü. Oradaki keder tabloları, o tünelleri gördünüz. Tünellerin uzunlukları, oraların içler acısı hali, hepsi birer felaket. Dünya Suriye’nin bu halini görüp, gereken notu lüzumlu yerlere vermiştir diye düşünüyorum. Bizler de bilhassa AFAD’ımızla orada başarılı bir operasyon yaptık, neticesini aldık. Bütün bunlar tarihe fazla önemli bir kayıt olarak düşülecektir diye düşünüyorum. Sednaya Hapishanesi bizim yıllardır söylediklerimizi doğruladı. Oradaki zulümler, işkenceler, yargısız infazlar, Baas Rejimi gerçeğinin en keder fotoğraflarından biridir. Her zulüm gören coğrafyada olduğu gibi, Suriye’de de toplu mezarlara rastlanıyor. Anlaşılan Suriye’de henüz, zulüm ve işkence fotoğrafının tamamını görebilmiş değiliz. Bunun için biraz daha zamana ihtiyaç olacak. Kendi halkına böylesi zulmeden Esed yönetiminin bunların hesabını uluslararası hukuk zemininde vermesi için elimizden geleni yapacağız. Umarım Sednaya fotoğrafı “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” diyenleri, “Suriyelilere kapılarımızı sebep açtık?” diye yabancı düşmanlığını körükleyenleri, “Esed af ilan etti Suriyelileri ülkelerine gönderin” diyerek bizlere us verenleri bir nebze olsun utandırmıştır. Hala aynı cümleleri kuranların insani değerlerini Esed’in ölüm preslerinde ezdiğini, vicdanlarını yerin yedi kat altındaki zifiri karanlık hücrelere kapattıklarını düşünmemek elde değil. Suriye’de kayıpların acıları dinmeyecek, ancak Suriye düştüğü yerden kalkacak. Bu zulümler unutulmayacak. Unutulan zulmün tekrarlanacağını biliyoruz. Kardeş Suriye halkı, bugün kanayan bu yaralarını sarıp, yeniden özgür ve müreffeh bir gelecek inşa etmek için bir ve tüm olacak. Yanlarında ise hep kardeşleri Türkiye’yi bulacaklar.Suriyeliler konusunda siz fazla ağır eleştirilere tabi oldunuz, her türlü sorunun kaynağı olarak Suriyeliler gösterildi. Seçimlerde de aleyhinizde konuşuldu. Bugün şöyle geri dönüp baktığınız zaman, ‘İyi ki Suriyelilere sahip çıktık, vicdani görevimizi yaptık’ diyor musunuz? Bir de Türkiye’nin bölgedeki gücü arttı. AGİT Genel Sekreterliğine Feridun Sinirlioğlu Bey geldi. Öte yandan Somali ve Etiyopya arasındaki sorunları çözdünüz. Bu konuyla ilgili görüşünüz nedir?”SURİYE İLE BİRÇOK ALANDA İŞ BİRLİĞİ YAPACAĞIZ”Bölgedeki tüm bu gelişmelerde adımımızı inanarak attık. “Biz Ensar’ız, onlar Muhacir…” derken bizim değişmez kaynaklarımıza, mübarek değerlerimize dayanarak bunları söyledim. Ama muhalefet böyle bakmıyordu. Ensar kavramı ne anlama gelir, Muhacir ne anlama gelir bunları anlamak gibi bir dertleri yoktu. Peki ne oldu şimdi? CHP kendi içinde bölük pörçük, paramparça. Öbür tarafta Dem, onu zaten söylemeye gerek yok. Biz bu süreçte terörle mücadeleyi de fazla kararlı bir şekilde yaptık. Elhamdülillah neticeyi de aldık ve alıyoruz. Sınır boylarında bu kadar duvar örüyoruz. Bu duvarları kendi ülkemizi terör tehdidinden koruyalım diye inşa ettik, ediyoruz. Bunun yanında yeni bir adım daha atacağız. Irak’la, Suriye’yle ticari ilişkilerimizi yoğunlaştıracağız. Bu, gerek Suriye için gerek Türkiye için yeni bir hareketlenmeyi her bakımdan getirecek. Bununla beraber de bölgeye farklı bir hava gelecek. Gaziantep şu anda hareketlendi. Kilis aynı şekilde hareketleniyor ve daha da hareketlenecek. Biz ülkemize sığınan bu insanları kovmuyoruz. Biz bu insanlara “Evine gidersen git fakat gönüllülük esasına göre git. Siz bizim başımızın üstündesiniz. ‘Ben evime gideceğim’ diyorsanız evinize gidebilirsiniz.” diyoruz. Şu anda zaten Suriyeli çocukların okulları devam ediyor. Okullarını bu yıl burada bitirecekler. Ondan sonra Suriye’de, Dara’da, Deyrizor’da, Suriye’nin öbür bölgelerinde evleri varsa oraya rahatlıkla gidebilirler. Savunmadan tutun, eğitime, enerjiye kadar birçok alanda amel birliği yapacağız. Suriye’nin şu anda enerjide ciddi sıkıntıları var. Ama biz onların enerjideki bu tüm sorunlarını da inşallah süratle gidereceğiz. Bu konuda da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız oraya her türlü imkanı inşallah sağlayacak.Etiyopya Somali konusu da önemli. Etiyopya ile Somali arasındaki o barışın adımlarını hakikaten farklı ve kararlı bir şekilde attık. Gerek Etiyopya Başbakanı gerek Somali Cumhurbaşkanı sağ olsunlar bizim bu arabuluculuğumuza olumlu yaklaştılar. Yaptığımız basın toplantısında da bunu ortaya koydular. Zor da olsa pakt bir yıllık sürecin ardından sağlanmış oldu. Etiyopya’nın burada bir önemli sıkıntısı var. Etiyopya, topraklarından denize ulaşamıyor. Bunun için Somali’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü temellinde bir adım atıldı, Etiyopya’ya denize erişim imkanı tanındı. Etiyopya fazla aka bir ülke. Böyle büyüklükte bir ülkenin böyle bir imkanı yakalaması gerekir. Biz Somalili kardeşlerimize, bilhassa Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh’e bunu da söyledik. “Artık burada Etiyopya’ya destek vereceksiniz. Bir adım atalım ve bu buluşmamızın en önemli neticesi de bu olsun, Etiyopya denize açılsın.” dedik. 7 saat sadece üçümüz değil, heyetler de aralarında görüştü. Bazen görüşmeler çıkmaza da girdi. Böylesi anlarda devreye girdik, meseleyi çözdük. AGİT konusuna gelirsek; Türkiye’nin etkinliğini ve örneğin çözme kapasitesini bilen AGİT üyesi ülkeler rey birliği ile Sayın Feridun Sinirlioğlu’nu Genel Sekreterlik gibi önemli bir göreve layık gördü. Türkiye hem bölgesinde hem de küresel sorunlara yaklaşım tarzı ile öne çıkıyor. AGİT tüm bu özelliklerimiz nedeniyle ülkemize duyduğu güveni ortaya koymuştur.Türkiye, Suriye’nin iç savaşı başladığı 2011 yılından beri Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve birliğine vurgu yaptı. Bu bağlamda oldukça tutarlı ve yapıcı bir siyaset izledi. Bugün yeni bir devre başladı. Aslında kısmen de değindiniz. Bu yeni dönemde geçmişte olduğu gibi Türkiye herhalde Suriye halkının yanında olacak, bunu vurguladınız. Yeni dönemde Türkiye’nin Suriye politikasının çerçevesini ne şekilde çizersiniz?”TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ SURİYE’NİN İNŞASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”Yıllardır Esed zulmüne maruz kalan Suriye halkı birliğini ve kardeşliğini yeniden tesis etmeye fazla yaklaştı. Önümüzdeki süreçte hiçbir gücün terör örgütleriyle amel tutmaya devam edeceğini düşünmüyoruz. Ülkenin öbür bölgelerinde bulunan DEAŞ, PKK-YPG gibi terör örgütlerinin başı en kısa sürede ezilecektir. Terörden arındırılmış ve halkı tarafından yönetilen bir Suriye’nin inşası için dün olduğu gibi bugün de elimizden geleni yapacağız. Bölge terör örgütlerinden temizlendikten sonra da Suriye’yi ayağa kaldıracak adımlar hızlanacaktır. Suriye’nin kaynaklarının Suriye halkının huzur ve refahı için kullanılması konusu da mühim. Bugüne kadar Suriye’nin kaynakları terör örgütleri başta olmak üzere bölgede faaliyet gösteren gruplara aktı. Bu musluklar Suriye devrimi ile kapatıldı. Şimdi ülke tüm enerjisini ayağa kalkmak için kullanacak. Türkiye Suriye’nin yeniden imarı ve kurumlarının ihyası için destek olmayı sürdürecektir. Uluslararası toplumun da buna katkı sunması için çalışıyoruz. Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesiyle Suriye yeniden zenginleşecek, üretime odaklanacak ve kalkınacaktır.Suriye’de devlet kurumları yeniden ayağa kaldırılacak, anladığımız kadarıyla bunun teknik çalışmaları yapılıyor. Bunun yanı dizi Suriye’nin inşa aşaması da olacak. Suriye’deki yeniden yapılanma sürecinde öncelik verilen sektörleri sormak istiyorum. Türkiye’nin buradaki ekonomik katkıları ne olacak? Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması için uluslararası aktörlerden hangi somut adımları bekliyorsunuz? Türkiye’nin İdlib’deki insani yardım faaliyetleri konusunda uluslararası toplum yeterince katkı veriyor mu?”SURİYE’YE İNSANİ YARDIMLARIMIZ DEVAM EDİYOR”Suriye’de çatışmalar ve yıllarca süren savaş, şehirlerin ve devletin altyapısını çökertti. Yaraları sarmak için kentlerin yeniden imarı önemli. Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü dönüşü ve sürdürülebilir bir ömür kurmaları için barınma meselesini halletmek gerekiyor. Yeni evler, amel alanları, üretim ve enerji tesisleri, ziraat ve hayvancılığa yönelik tesisler hızla oluşturulmalı. Suriye ekonomisi de çökmüş durumda. Suriye’ye yönelik Esed rejimi nedeniyle konulan ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması ülkenin yeniden toparlanması için fayda sağlar. Suriye’nin yeniden uluslararası topluma entegre edilmesi bir öbür konu. Suriye’nin geleceğini temellendirecek, kapsayıcı bir anayasa yapmak ve siyasi sistem inşa etmek de bu adımlar kadar gerekli. Suriye’nin geleceğine Suriye halkının karar vereceği gerçeğini kimsenin aklından çıkartmaması gerekir. İnsani yardımlar konusunda yeterlilik söz konusu değil. Suriye’ye şu anda o beklenen insani yardımın geldiği de yok. Biz Türkiye olarak bugüne kadar Suriye’ye yeni devre için insani yardım bazında birçok katkılar yaptık. Şimdi de bu devrimden sonra bu insani yardımlarımız devam ediyor, devam edecek. Bu yeni yönetimin bilhassa ihtiyacı olan birçok faktör bulunuyor. Bu unsurlar konusunda da onları yalnız bırakmayacağız. Özellikle DEAŞ, PKK/YPG bunlarla mücadelede onların hiç yalnız kalmaması lazım. Gereken neyse bunları yapacağız. Yakında Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da inşallah oraya gidecek. Yeni yapılanmayı beraber yapacaklar.
GÜNDEM
3 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
5 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.