Haberin DevamıBirleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen “18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü” dolayısıyla uzmanlar, Avrupa’daki göç krizini değerlendirdi.Uzmanlar, Avrupa’da çözülemeyen göç krizi ve bunun sonucunda aşırı sağın yükselişinin sürdüğünü belirtirken, merkez partilerin göç politikalarını anlatmada başarısız olduğunu ve bu durumun popülist sağ partilerin elini güçlendirdiğini vurguladı. “GÖÇMEN KORKUSUNDAN YARARLANIYORLAR” Avrupa’nın Dostları (Friends of Europe) fikir kuruluşunun kurucusu Giles Merritt, göçün Avrupa siyasetini yeniden şekillendirdiğini belirterek, “Brexit oylamasıyla İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkışı aka ölçüde göç karşıtı duygulardan kaynaklandı. Aynı etkiyi Fransa, Almanya, İtalya ve daha az ölçüde İspanya ve Hollanda’da da görüyoruz” dedi.Haberin DevamıGöçmenlerin AB’deki amel gücüne katkısını anlatan Merritt, “Popülist partiler, insanların göçmen korkusundan yararlanıyor ve sorunu daha da kötüleştiriyor. Sorun, farklı göç türleri arasında fark yapılamaması. Avrupa yaşlanıyor ve yakında küçülecek, amel gücüne ihtiyacı var. Düşen doğum oranını bilakis çevirmek için genç ailelere ihtiyaç var. Çünkü daha fazla insan olmadan ekonomik ilerlemeyi sürdürecek vergi gelirleri ve amel gücü olmayacak.” diye konuştu. “UZUN VADEDE YAŞAM STANDARTLARINI YÜKSELTECEK” Merritt, popülist partilerin göç karşıtlığını seçim malzemesi yapmasına ilişkin “Popülistlerle ilgili sorun, bundan yararlanmaları değil. Sorun, popüler olmaları. Çünkü insanlar, göçün ömür standartlarını düşürdüğüne inanıyor. Oysa göç, uzun vadede ömür standartlarını yükseltecek bir emniyet ağı” ifadelerini kullandı.”Avrupa’da göçe en fazla karşı çıkan bölgeler, hiç göçmenin olmadığı kırsal alanlar” diyen Merritt, şunları kaydetti:”Göç bir tehdit, insanların başının üzerinde bir bulut haline geldi. Göç hakkında ne kadar az şey bilirlerse, o kadar fazla şüpheci olup, göçmenleri reddediyorlar. Merkez partiler, göç karşıtı söylemlerle mücadele etme konusunda siyasi cesaretten yoksun. 12 yıl önce, eski İspanya Başbakanı Felipe Gonzalez’in raporu, 2050’ye kadar Avrupa’nın 100 milyon göçmene ihtiyacı olduğunu ortaya koydu ancak bu rapor rahatsız edici bulunduğu için göz ardı edildi.” Haberin DevamıHOLLANDA ÖRNEĞİ Merritt, Hollanda’daki son seçimlerde aşırı sağcı Geert Wilders’in partisinin birinci olmasına ilişkin, “Wilders başbakan değil fakat fikirleriyle siyasi gündemi etkiliyor. Göçmenleri hudut dışı etmeye yönelik olağanüstü hal yasası buna örnek” değerlendirmesinde bulundu.İngiltere örneğine değinen Merritt, “Brexit’te göç korkuları önemli rol oynadı ancak şimdi İngiliz kamuoyunun üçte ikisi bunun hata olduğuna inanıyor. Uzun vadede Avrupalılar, ömür standartlarının göçmenleri günah keçisi ilan ederek değil, aktif Avrupa çalışan nüfusunu genişleterek iyileşeceğini anlayacak” diye konuştu.”AB’nin hudut koruma kurumu Frontex, göçmenlerin entegrasyonu ve eğitimi için nakit harcamak yerine, Avrupa’nın etrafına daha yüksek duvarlar örmeye çalışıyor” diyen Merritt, şu görüşleri paylaştı:Haberin Devamı”Avrupa’da kolay işleri yapacak yeterli insan yok. Kamyon şoförü bile bulamıyoruz. Avrupa hükümetleri, seçim çıkarları nedeniyle, Avrupa’da göç karşıtı bir ruh hali yaratılmasına suç ortağı oldu. İnsanlara sebep daha fazla insana ihtiyacımız olduğunu açıklamalıydılar.” “TEK BAŞINA AÇIKLAYAMAYAZ” Innsbruck Üniversitesi Ekonomi Profesörü Andreas Steinmayr ise 2015’teki mülteci akınının Avrupa’da aşırı sağın yükselişindeki etkilerine dikkat çekti.Steinmayr, “2015’te fazla sayıda mültecinin Avrupa’ya gelmesi, birçok Avrupa ülkesinde aşırı sağ partilere desteğin artmasıyla aynı döneme denk geldi. Almanya’da Almanya için Alternatif partisinin yükselişi, İsveç Demokratları ve Avusturya’da Özgürlük Partisi’nin artan desteği buna örnek” dedi.Haberin DevamıMültecilerin yerel düzeydeki etkilerine ilişkin araştırma sonuçlarını paylaşan Steinmayr, şu değerlendirmelerde bulundu:”Avusturya örneğinde, mültecilerin yerleştirildiği ve yerel halkla temasın desteklendiği belediyelerde aşırı sağ partiye destek azaldı. Ancak Yunan adaları veya Avusturya-Almanya sınırı gibi mültecilerin sadece geçiş yaptığı ve yerel halkla etkileşimin az olduğu bölgelerde, göç karşıtı aşırı sağ partilere destek arttı.”Steinmayr, göçün yerel etkilerinin aşırı sağın umumi yükselişini biricik başına açıklayamayacağını vurgulayarak, “Makro düzeyde faktörler var. Halkın devletin ülkeye girişleri kontrol edemediğine dair umumi korkusu veya kamu maliyesine etkisi konusundaki endişeler var. Göç, son 10 yılda birçok Avrupa ülkesinde aşırı sağa kayışın itici güçlerinden.” ifadelerini kullandı.Haberin DevamıGelecekte aşırı sağın yükselişini sürdürebileceğine dikkati çeken Steinmayr, “Şu anda aşırı sağın yükselişinde bir geri dönüş görmüyorum. Çünkü aşırı sağ, mülteci göçü sonrasında güçlendikten sonra Covid-19 ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi öbür konuları da kullanmayı başardı. Merkez partiler, entegrasyonu destekleyen ve insan haklarını korurken düzensiz göçü azaltan yapıcı politikalar konusunda acar adımlar atmadıkça, kısa vadede bir çözüm göremiyorum.” diye konuştu.Steinmayr, birçok ülkenin mültecilere yönelik uzun süreli çalışma yasakları gibi ülkeyi cazip olmaktan çıkarmaya çalışan politikalarının, entegrasyonu engelleyerek mültecilerin sosyal yardımlara daha uzun süre bağımlı kalmasına yol açtığını ve bunun da bir kısır döngü oluşturarak aşırı sağ partilere desteği artırabileceğini sözlerine ekledi.
GÜNDEM
4 dakika önceGÜNDEM
34 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
7 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.