TBMM Başkanı Kurtulmuş: Güçlü bir şekilde ayakta durmak için birinci şartımız milli ruhumuzu kaybetmemektir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyanın her yerinin, emperyalistlerin tuzaklarıyla dolu olduğunu...

Haberin DevamıKurtulmuş, Kütahya'da sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen "Kütahya Sivil Toplum Buluşması" programında yaptığı konuşmada, 25-26 Ağustos'un hem Kütahya ve Afyonkarahisar için hem de Ahlat ve Malazgirt için Türkiye'nin, Anadolu coğrafyasının önemli tarihi eşiklerinin, oralarda kazanılan zaferlerin yeniden hatırlanması için önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi.Zafer yürüyüşüyle başlayan, ardından Dumlupınar ile beraber 30 Ağustos'a kadar uzanan bu süreç içinde Anadolu topraklarını yabancıların işgalinden kurtarmak, emperyalizme "Artık burada size yer yoktur." diyerek meydan okumak için ecdadın başlattığı bu aka kurtuluş mücadelesinin 102. yıl dönümünde Kütahya'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Kurtulmuş, başta Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olmak üzere bu aka kurtuluş mücadelesinde hayatlarını feda ederek şehit olanları minnetle yad ettiğini belirtti.Haberin DevamıBu aka mücadelenin, milletin eşsiz tarihinin önemli eşik noktalarından biri olduğunu anlatım eden Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:"Ordusu dağılmış, elde avuçta hiçbir şey kalmamış, canından başka, göğsünü siper etmekten öbür bir imkanı kalmamış olan bir ulus nasıl 'Ya Allah' diyerek ayağa kalkar, nasıl dünyanın en aka ordularına karşı Anadolu'nun dört bir tarafında aka bir mücadeleye başlar ve sonunda o yokluklara rağmen, o yoksulluklara rağmen nasıl aka bir mücadele ve başarı kazanır? Onun en güzel ispatlarından birisi de Dumlupınar, Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Zaferi'dir. Bu toprakların her bir karışının milletimizin, ecdadımızın pak kanlarıyla sulanmış şehitler yurdu olduğunu biliyor ve bundan ötürü iftihar ediyoruz. O günleri Cenabıallah bu ülkeye bir daha asla yaşatmayacak, yaşamamak için de bu tarihi olaylardan ders alarak daha sağlam bir şekilde geleceğe doğru yürüyeceğiz.""ZAFERİ GETİREN EN ÖNEMLİ HASLETLERİMİZDEN BİRİSİ MİLLİ RUHUMUZDUR" Dumlupınar'dan, 30 Ağustos Zaferi'nden ve Türkiye'nin bu muazzam kurtuluş mücadelesinden aldığı dersleri ileriye doğru götürmek bakımından üç noktanın altını çizmek istediğini dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:Haberin Devamı"Bu aka destansı mücadele, hiç şüphesiz milletimizin taşıdığı haletiruhiyenin en önemli özelliklerinden birisi olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede bize zaferi getiren en önemli hasletlerimizden birisi milli ruhumuzdur. Bu milli ruha sahip olduğumuz hiçbir özelliği örseletmeden ileriye doğru fazla daha güçlü bir şekilde taşımayı başarırsak, Allah'ın izniyle bu milletin önü açıktır ve bu millete hiçbir kimse 'dur' diyemeyecektir.Tarih, sadece öykü okunur gibi okunmaz. Tarih, sadece geçmişte kalmış olan şan ve şehvetlerle dolu bir zafer sayfası olarak görülemez. Tarih, geleceğe doğru kuvvet kazanmak için yine gözden geçirilir ve oradan aldığımız ilhamla geleceğimizi daha güçlü bir şekilde kurarız. Hele hele günümüzün dünyası inanın ki bir yüzyıl evvelki dünyadan daha iyi bir yer değildir. Anadolu kıtasının karşı karşıya kaldığı tehditler, bir yüzyıl önce karşı karşıya kaldığımız tehditlerden daha az değildir. Dünyanın tüm aka güçlerinin Anadolu kıtasının etrafına gelip kümelendiğini, dünyanın tüm emperyalist güçlerinin bu coğrafyayı talan etmek için amade beklediğini hepimiz biliyoruz. Her gün karşılaştığımız ve her gün insanlığımızdan utandıracak birtakım gayri insani işgallerle, katliamlarla, soykırımlarla bu coğrafyanın artık nasıl talan edildiğini biliyoruz."Haberin Devamı"BU TOPRAKLARA NAMERDİN BASMASI ASLA MÜMKÜN OLMAYACAK" Kurtulmuş, 320 gündür Gazze'de soykırımın devam ettiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:"Dört yüzyıl boyunca ecdadın Filistin’i sulh ve adalet içerisinde yönettiğini, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yafa Kapısı'nın üstüne İseviler ve Museviler darılmasınlar, gücenmesinler diye 'La ilahe illallah, İbrahim halilullah' yazıldığını, yani 'Allah'tan öbür ilah yoktur, İbrahim Aleyhisselam da onun arkadaşıdır.' yazıldığını biliyoruz. Oradan şimdi insanların, Filistinli Müslümanlar'ın insan bile sayılmadığı bir döneme giriyoruz ve buradaki zulmün, katliamın, soykırımın arkasında dünyanın nice aka emperyalistlerinin geri çıktığını görüyoruz.Haberin DevamıBu coğrafyanın her yeri, emperyalistlerin tuzaklarıyla dolu olan bir coğrafyadır. Anadolu kıtasına karşı da aka ecdadın insanlığa öğrettiği bu insanlık derslerine rağmen hala kem gözle bakanların olduğunu biliyoruz. Bu nedenle burada güçlü bir şekilde ayakta durmak için birinci şartımız, milli ruhumuzu kaybetmemektir. Milli ruhumuzun en temel özelliği hürriyet ve haysiyete olan düşkünlüğümüzdür. Bu milletin temel özelliği bağımsızlığından, hürriyetinden, özgürlüğünden asla vazgeçmemesi, taviz vermemesidir. Onun için buraya ayak basanlar gerisin geriye bir yüzyıl önce gitmek zorunda kaldılarsa bundan sonra da bu milli ruhumuzu kaybetmediğimiz sürece hangi planı kurarlarsa kursunlar bu topraklara namerdin, namahremin basması asla olası olmayacak, milletimiz buna karşı uyanık olacak."Haberin Devamı"BU MİLLETİN VATANSEVERLİK DUYGUSUNUN EN YÜKSEK MİLLETLERDEN BİRİSİ OLDUĞU AŞİKARDIR"Hürriyetle beraber milli ruhun ikinci temel özelliğinin haysiyet ve haysiyet olduğuna değinen Kurtulmuş, bu milletin, onursuz ve zillet içinde yaşamaktansa ölümü tercih ettiğini anımsattı.Hürriyete ve haysiyete kendi canı gibi, gözü gibi bakan bu milleti durduracak öbür bir gücün olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Hürriyet ve haysiyete sahip çıkan bu milletin vatanseverlik duygusunun en yüksek milletlerden birisi olduğu aşikardır. Bu vatanseverlik ruhunu besleyen temel milli hasletlerimizden birisiyse şehadet bilincidir." dedi.Bu milli hasleti çocuklara ve gelecek nesillere aktarmanın borç ve milli bir vazife olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu milli hasletlerimizi, özelliklerimizi kaybetmeyeceğiz. Allah'ın izniyle bu millet, bu özellikleriyle beraber dünyada birçok olaya müdahale etmek, birçok yanlışa müdahale etmek durumunda kalacaktır." ifadesini kullandı."Tarihimiz boyunca en önemli hasretlerimizden birisi de nizam-ı alem davasıdır." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:"Yani aleme nizam vermek, aleme hakkı, hukuku, adaleti tesis edecek güçle, alemdeki yanlışlıkları düzeltmektir. Bugün birçok yerdeki yanlışlara karşı topyekun tüm ulus olarak mücadele ediyorsak, Filistin'in mazlum halkının yanında duruyorsak, Afrika'nın mazlum halkının yanında duruyorsak bunun arkasındaki en temel şey, nizam-ı alem ülküsüne, davasına olan bu milletin bağlılığıdır. Böylece bu milli hasletlerimizi çoğaltarak, güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Sonraki nesillere bunları aktaracağız.""TOPLUMSAL DAYANIŞMA RUHUMUZU ASLA ÖRSELETMEYECEĞİZ" Türkiye'nin ikinci milli özelliğinin toplumsal dayanışma ruhu olduğunu belirten Kurtulmuş, "Ne kadar farklı düşünürsek düşünelim, toplumsal aidiyet bakımından ne kadar farklılıklarımız olursa olsun hep beraber ortak bir şemsiyenin altında, toplumsal mutabakat içerisinde, dayanışma içerisinde yaşamayı başarmış bir milletiz. En zor zamanlarda bu toplumsal dayanışma ruhumuzun ne kadar güçlü ve diri olduğunu Allah'a fazla şükür bu ulus gösteriyor." diye konuştu.Geçen yıl 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yaşanan tablonun bunun birebir ispatı olduğunu anımsatan Kurtulmuş, "Bu toplumsal dayanışma ruhumuzu da asla örseletmeyeceğiz, asla unutmayacağız. Farklılıklarımız ne olursa olsun, düşüncelerimiz ne kadar farklı olursa olsun, ömür tarzlarımız ne kadar farklı olursa olsun aynı ülkenin insanı olduğumuz bilinciyle, aynı bayrağın altında yaşayan yurttaşlar olduğumuz bilinciyle toplumsal dayanışmamızı artırarak yolumuza devam edeceğiz." dedi.Türkiye'nin üçüncü milli özelliğinin "güçlü millet, güçlü devlet" anlayışı olduğunu belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:"Türkiye'nin hem ulus olarak hem devlet olarak güçlü olmaktan öbür bir şansı yoktur. Bu topraklarda her alanda güçlü olan bir ulus olmayı ve bunu devletin her alanına yansıtabilmeyi de artırarak başarmaya devam edeceğiz. Ekonomisiyle, tarımıyla, ticaretiyle, sanayisiyle, üniversitesiyle her alanda güçlü bir Türkiye, üreten bir Türkiye... Her alanda en üstün seviyede demokrasiye sahip olan bir Türkiye... Hukukun üstün olduğu bir Türkiye... Bütün bunları sağlayabilmek, böylece sadece milletin güçlü ve müreffeh olması değil aynı zamanda güçlü bireylerin üstünde yükselen güçlü bir devleti oluşturmak mecburiyetindeyiz. İllerimizin biricik tek, her birisinin güçlü olması, her alanda güçlü olması için seferber olmak mecburiyetindeyiz. Elimizde, avucumuzda ne varsa, imkanlarımız ne ise bunları en üst düzeyde kullanacağız. Devlet-millet el ele vererek hiçbir şekilde bir ayrışma içerisinde olmaksızın, ‘güçlü millet, güçlü devlet’ anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz. ""SORUMLULUK BAKIMINDAN HİÇBİRİMİZ BİR DİĞERİNDEN FARKLI BİR NOKTADA DEĞİLİZ" Kütahya'nın, Selçuklu'nun ve Osmanlı'nın izlerini bugün de son radde diri bir şekilde taşıyan bir vilayet olduğunu anlatım eden Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:"Kütahya'daki halkımız gerçekten milli ve manevi değerlerine sonuna kadar bağlı olan bir halktır, milletimizdir. Domaniç Yaylası'nda 500 kıl çadırdan müteşekkil, Osmanlı'nın cihan imparatoru olmasını sağlayan bu toprakların bereketinden de istifade etmek bizlere nasip olsun diyorum. 102. yılını kutladığımız Dumlupınar ve Büyük Taarruz'un yıl dönümünde ecdadımızı rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum. İnşallah bu milletin fazla daha güçlü bir şekilde ileri gitmesi, hep beraber milli bir ödevimizdir. Sorumluluk bakımından hiçbirimiz bir diğerinden daha farklı bir noktada değiliz.Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak ne kadar, hangi sorumluluğa sahipsem, sayın valimiz, sayın milletvekillerimiz, komutanlarımız hangi sorumluluklara sahipse herhangi bir sivil toplum kuruluşumuzun yöneticileri de aynı sorumluluğa sahiptir. Üniversitedeki bir öğretim üyesi, bir öğrenci, herhangi bir çiftlikteki çalışanımız ya da o çiftliğin sahibi de aynı sorumluluklara sahiptir. Güçlü bir milleti oluşturmak, bu milleti ileriye doğru fazla daha güçlü bir şekilde götürebilmek ve dünyadaki haksızlıklara karşı hep beraber mücadele edebilmek, azim ve kararlılığı içerisinde yolumuza devam etmektir. Allah bu milletin yolunu aleni etsin."Türkiye’nin bugün dünyanın güçlü ülkelerinden birisi olduğunu ve bunu gördükçe Allah’a şükrettiklerini söyleyen Kurtulmuş, "1071'de ecdadımız Anadolu topraklarına girdiği günden bugüne kadar neredeyse hiçbir gün arkasına yaslanarak huzur içerisinde, keyif içerisinde yaşamış değildir. Hep mücadele etmiş, hep gayret etmiş, hep ileriye gitmiştir. Şunu fazla rahat söyleyebiliriz, bu ülkenin, bu milletin temel özelliklerinden birisi de hiç geriye gitmez, hep ileriye gider, hep ileriye gitmeye devam edecektir." dedi.Toplantıya Kütahya Valisi Musa Işın, AK Parti Kütahya Milletvekilleri Adil Biçer, İsmail Çağlar Bayırcı, Mehmet Demir, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, amel insanları, daire müdürleri katıldı.KÜTAHYA VALİLİĞİNE ZİYARET Sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan toplantının ardından Kütahya Valiliğine geçen Kurtulmuş, valilik binası önünde tören mangasını selamladı.TBMM Başkanı Kurtulmuş, ziyaretinde, Kütahya Valisi Musa Işın'dan çalışmaları hakkında bilgi aldı.