İsrail saldırısında bacağını kaybeden gazeteci CNN Türk’e konuştu: Adalete inanmıyorum

İsrail’in Ekim ayında Lübnan sınırındaki gazetecilere yönelik saldırısında bacağını kaybeden AFP muhabiri Christina Assi, görevini yaparken hayatını kaybeden...

Haberin Devamıİsrail’in 13 Ekim’de Lübnan sınırındaki gazetecilere yönelik saldırısında gazeteci İssam Abdallah hayatını kaybetmiş, aralarında AFP muhabiri Christina Assi’nin de bulunduğu 6 gazeteci yaralanmıştı. Saldırı nedeniyle bir bacağını kaybeden Assi, görevini yaparken yaralanan ve yaşamını yitiren gazeteciler anısına Paris’te Olimpiyat meşalesi taşıdı.CNN Türk’ten Serdar Korucu’ya konuşan AFP muhabiri Christina Assi, “Birleşmiş Milletler’in hudut hattındaki devriyeyle ilgili haber yapıyorduk. Sakin bir gündü. Hiçbir gerginlik yoktu. Sonrasında hayatımızın değiştiği saniyeleri yaşadık” dedi. Assi, saldırı anını “İlk başta gerçekten ne olduğunu anlayamadık. Yerdeydim. Bacaklarımda duygu kaybı yaşadım. Gerçekten ne olduğunu bilmiyordum. Yardım için çığlık atarken, meslektaşım Dylan Collins bana yardım etmek için koştu. İkinci bir saldırı oldu ve o anda herkes ortadan kayboldu” diye anlattı. 'GÜVENDE DEĞİLDİK'Haberin DevamıChristina Assi, saldırının öncesinde hatırladığı son şeyin annesine gönderdiği selfie olduğunu söyledi: “Hatırladığım son şey, anneme göndermek için gün batımında bir fotoğraf çektiğim ve ona iyi olduğumuzu söylemek için kendisine gönderdiğimdi. Onu güvende olduğumuz konusunda bilgilendirmek istemiştim. Ve saniyeler içinde, dakikalar sonra, her şey değişti ve artık güvende değildik.”İkinci saldırının El Cezire’nin aracını vurduğunu söyleyen Assi, “Yakınımda alaz aldı. Kendimi kurtarmak zorundaydım çünkü yanarak ölmek istemiyordum. Olay yerinden sürünerek uzaklaşmaya başladım, bacaklarımda ciddi yaralarla” dedi.12-13 gün boyunca komada kaldıktan sonra arkadaşı İssam Abdallah’ın hayatını kaybettiğini internetten öğrendiğini söyleyen Christina Assi, o dönemi şöyle anlattı: “Şok oldum. İlk başta inanamadım. Bu kere Arapça olarak internette arama yaptım ve onun cenazesinin videosunu gördüm. Çok korkunç bir andı. Sinir krizi geçirdim, ağlamaya başladım, o zaman sesim de çıkmadığı için öfkemi ve hayal kırıklığımı bile tam olarak anlatım edemiyordum. Sosyal medyada dolaşan tüm videoları ve resimleri gördüm. Başımıza gelenleri adalet etmediğimiz için içimde fazla çok öfke ve hayal kırıklığı var. Biz sadece işimizi yapıyorduk. Uluslararası hukuka göre korunmamız gerekirdi.”Haberin DevamıBasın ekibi olarak tüm tedbirleri aldıklarını, İsrail’in kendilerini insansız hava araçlarıyla da izlediğini belirten Assi, “Hizbullah yoktu. Hamas yoktu. Biz sadece bir küme gazeteciydik, hepimiz kameralarımızı tripodlarımızda tutuyor ve işimizi yapıyorduk. Kim olduğumuzu biliyorlardı. Buna rağmen bir bile değil tam iki kere saldırıya uğradık” dedi.Gazeteci Christina Assi, saldırının üstünden aylar geçmiş olmasına rağmen İsrail yönetiminden kendilerine izah yapılmadığını belirtti ve “Farklı medya kuruluşları, İnsan Hakları İzleme Örgütü ya da Uluslararası Af Örgütü gibi kurumlar tarafından yürütülen tüm soruşturmalar bunun hedefli bir saldırı olduğunu gösterdi. Şimdilik biricik bildiğimiz bu. Bu bir hata değildi. Ve bağlı olduğum ajans AFP de, öbür tüm medya kuruluşları gibi, bizim için adaletin sağlanması amacıyla çalışıyor” dedi. Assi, “Ben şahsen, şu anda adalete inanmıyorum. Bir Lübnanlı olarak yaşananların sonucunda adaletin gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Ama ümit olduğuna inanıyor muyum? Evet, ümit var” diye konuştu.Haberin DevamıAssi, Paris’te Olimpiyat meşalesini taşımasıyla ilgili olaraksa “Gerçekten olağanüstü bir deneyimdi. Başımıza gelenleri ve Filistin’de meslektaşlarımızın neler yaşadığını göstermek için bir fırsattı bu. Mesajımızı dünyaya aktarmayı başardığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.“Hayatımda her şey değişti. Artık aynı şahıs değilim. Fiziksel olarak değil sadece. Zihinsel olarak da her şey değişti. İyileşmem tamamlandığında eski Christina ile yine bağlantı kurabileceğim. Ama şu an, o kişiden fazla kopuk hissediyorum” diyen Christina Assi, “Son on aydır tanık olduğumuz şey, dünya genelinde bir cezasızlık kültürü. Yani, işlenen tüm cenk suçlarını görüyoruz ancak kimse bununla ilgili bir şey yapmadı, üstlenmedi ve kimse mesul tutulmadı. En azından şimdilik hal böyle. Umarım cezasızlığın bittiğini görürüz” dedi.