DOLAR 34,5680 0.23%
EURO 36,2028 -0.11%
ALTIN 2.984,120,76
BITCOIN 34197652.29649%
Ankara
11°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Prof. Dr. Halil İnalcık vefatının sekizinci yılında anılıyor

Prof. Dr. Halil İnalcık vefatının sekizinci yılında anılıyor

Osmanlı ve Balkan tarihi üzerine hazırladığı eserlerle dünya çapında saygınlığı olan ve Tarihçilerin Kutbu olarak nitelendirilen Prof. Dr. Halil İnalcık,...

ABONE OL
Temmuz 25, 2024 09:00
Prof. Dr. Halil İnalcık vefatının sekizinci yılında anılıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Haberin DevamıAA muhabirinin kaynaklardan derlediği bilgilere göre, babası Kırım göçmenlerinden Seyit Osman Nuri Bey ve annesi Ayşe Bahriye Hanım olan Halil İnalcık, 7 Eylül 1916’da İstanbul’da doğdu.İnalcık, ilk ve ortaokulu Ankara ve Sivas’ta okuduktan sonra liseyi Balıkesir Necati Bey Muallim Mektebi’nde tamamladı. Lisans eğitimini ise 1935’te Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde bitirdi.Üniversitenin Yeniçağ Tarihi Bölümünde yaptığı çalışma ile Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün dikkatini çeken İnalcık, onun tavsiyesi ile ilmi yardımcı olarak görevlendirildi. “Tanzimat ve Bulgar Meselesi” adlı doktora tezini 1942’de tamamlayan İnalcık, 1943’te “Viyana’dan Büyük Ricat’e Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı” başlıklı teziyle doçent ünvanı aldı.Haberin DevamıÜniversitenin Arap Dili ve Edebiyatı Bölümünden Şevkiye Işıl ile 1945’te evlenen Halil İnalcık’ın bu evlilikten Günhan isimli kızı dünyaya geldi. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde dersler veren İnalcık, 1947’de Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçildi.ABD’DE OSMANLI-TÜRK TARİHİ ARAŞTIRMALARININ GELİŞİMİNE KATKI SAĞLADI İnalcık, üniversite tarafından 1949’da İngiltere’ye gönderildi ve burada Osmanlı tarihine ait kaynakları araştırdı, önemli tarihçilerle tanıştı. 1952’de “Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği” teziyle profesörlük ünvanı aldı.Columbia, Princeton, Pennsylvania ve Harvard üniversitelerinde ziyaretçi profesör olarak dersler veren İnalcık, ABD’de Osmanlı-Türk tarihi araştırmalarının gelişimine aka katkı sağladı.Öğrenci olarak girip hocalık yaptığı Ankara Üniversitesinden 1972’de emekli olan İnalcık, Chicago Üniversitesinde Osmanlı Tarihi Kürsüsü’nü kurdu. Chicago Üniversitesinden de 1986’da emekliye ayrılan İnalcık, 1993’te Bilkent Üniversitesinde Tarih Bölümünü kurarak, 23 yıl boyunca yüksek lisans ve doktora öğrencilerine seminer dersi verdi.2003’te aynı üniversitede “Halil İnalcık Center for Ottoman Studies” adlı bir merkez kuran İnalcık, yıllardan beri muhtelif arşivlerden topladığı vesika ve defterlerin kopyalarını, yarım kalmış araştırma metinlerini, binden fazla ayrı basımı ve öbür materyalleri buraya bağışladı.Haberin Devamı”TARİHÇİLERİN KUTBU” İNALCIK FATİH CAMİSİ HAZİRESİ’NE DEFNEDİLDİ İnalcık, iyi düzeyde İngilizce, Fransızca ve Almanca’nın yanı dizi orta düzeyde de Arapça, Acemce ve İtalyanca biliyordu. Uluslararası çapta şöhreti olan İnalcık, Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2 bin ilim insanı arasında gösterilirken Türk, Amerikan, İngiliz, Sırp ve Arnavutluk akademilerine üye seçildi.Akademik hayatı boyunca fazla sayıda ödül kazanan ve birçok üniversiteden de fahri doktora unvanı meydan İnalcık, 2002’de İslam Konferansı Teşkilatı tarafından “Teşekkür Plaketi” ile Kültür Bakanlığınca “2002 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”ne layık görüldü.Haberin DevamıCenazesi, Bakanlar Kurulu kararıyla fazla sevdiği Osmanlı padişahı olan Fatih Sultan Mehmet’in de türbesinin bulunduğu Fatih Camisi Haziresi’ne defnedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla İnalcık’ın mezarı, geleneksel Osmanlı ulema kabri şeklinde yapıldı.”OSMANLI TARİHİNİ BİR BÜTÜN HALİNDE ELE ALDI” İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet İpşirli, AA muhabirine, hocası Prof. Dr. Halil İnalcık’ı hayırla yad ettiğini ve onun unutulmayacak bir sima olduğunu söyledi.Üniversiteye girdiği dönemlerde sık sık İnalcık’ın makalelerinden istifade ettiğini belirten İpşirli, “Kendisiyle fiilen görüşmemiz ve ondan sonra irtibatımızın devam etmesi 1990 yılında oldu. ABD’ye bir program için gitmiştim, orada 1,5-2 ay kadar kaldım. Hoca da ‘Mutlaka Chicago’ya gel, konuşacağımız konular var.’ demişti. Orada enine boyuna hocamızla konuşma imkanım oldu. Daha sonra da 1991 yılında bir sempozyumda beraber olduk. Bundan sonraki çalışmalarımız hep devam etti.” diye konuştu.Haberin Devamıİnalcık’ın çalışmalarıyla, Osmanlı tarihini dikkate almadan yazılacak Avrupa ve Dünya tarihinin noksan kalacağı fikrini güçlü bir şekilde ortaya koyduğunu kaydeden İpşirli, şöyle devam etti:”Yetiştirmiş olduğu talebeler, yazmış olduğu kitaplarla bu alandaki hizmeti fazla aka oldu. Bunun hep devam edeceğine inanıyorum. Bugün tarih alanındaki hangi teze veya hangi kitaba baksanız İnalcık’ın mutlaka 3, 5, bazen 10, 15 makalesine ve kitabına referans veriliyor bibliyografyada ve dipnotlarda. Bu fazla önemli. Kendisi Osmanlı tarihini bir tüm halinde ele aldı. Önce Tanzimat ile başlıyor, doktora tezidir. Daha sonra ilgi alanı Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna yöneliyor. Osmanlı’nın kuruluşuna fazla aka zaman ayırdı, fazla önemli arkeoloji araştırmaları yaptı. Bu da ilktir, Osmanlı arkeolojisi. Bursa’ya giderek oradaki tepeleri, birtakım belirtileri, mekanları biricik tek gördü, yaşlı kimselerden bazı bilgiler aldı. Bütün bunlar önemli ve bir ilk. O manada takdir etmek lazım.” Haberin Devamı”ABD’DE ORTAYA KOYDUĞU SİSTEM VE İLERİ SÜRDÜĞÜ FİKİRLER SON DERECE ETKİLİ OLDU” İpşirli, İnalcık’ın sosyal ve ekonomik tarih ile hukuk konusuna ehemmiyet verdiğini, sosyal ve ekonomik tarihin incelenmeden Osmanlı’nın gerçek kimliğinin ortaya konulmasının olası olmadığını anlatım ettiğini söyledi.Halil İnalcık’ın İstanbul’a ve Fatih Sultan Mehmet’e fazla emek verdiğini, en fazla üzerinde durduğu ve çalışma yaptığı konular olduğunu anlatım eden İpşirli, “1953 senesi önemli bir sene, fethin 500. yıl dönümünde birtakım hazırlıklar yapılıyor, birçok akademisyene görevler veriliyor. İnalcık da o sırada iki önemli kitap yazdı, bunlardan biri ‘Defter-i Arvanid’di. Arnavutluk fetihten sonra nasıl bir yönetimle Osmanlı’ya bağlandığını anlatan bir kaynağı yayımladı. Bu kaynak aka yankı uyandırdı.” ifadesini kullandı.İnalcık’ın genç yaştan itibaren Türk Tarih Kurumunun üyesi olarak çalışmalar yaptığını, verdiği dersleri genellikle makaleye ve kitaba dönüştürdüğünü anlatan İpşirli, şöyle konuştu:”Asıl onun açılımı ABD’de oluyor. 1972’den 2000 yıllarına kadar Princeton Üniversitesinde ve Chicago Üniversitesinde bulundu. Orada bir çığır açtı hoca, bu fazla önemli. Onların daveti üzerine oraya gitti, onun ortaya koyduğu sistem ve ileri sürdüğü fikirler son radde etkili oldu. İnalcık, ansiklopedilere fazla güzel makaleler yazdı. En fazla etkili olan çalışmaları onlardı. Gerek Milli Eğitim Bakanlığının çıkardığı İslam Ansiklopedisi, gerek Türkiye Diyanet Vakfının çıkarmış olduğu İslam Ansiklopedisi, bir de Batılıların çıkardığı bir ‘Encyclopaedia of Islam’ var, üç dilde yayımlanmış, orada fazla önemli makaleleri mevcut İnalcık Hoca’nın.”İpşirli, 1990’lı yılların başında Halil İnalcık’ı, Dragos’taki evinde ziyaret ettiğini, Diyanet Vakfının çıkaracağı bir ansiklopediye yazı yazması teklifini götürdüğünü, Hoca’nın “Bir gün merkezi ziyaret edeyim” dediğini belirterek süreci şöyle anlattı:*Ben aldım getirdim Bağlarbaşı’ndaki merkeze. Çalışmalar hakkında bilgi aldı, ‘Mukataa maddesi mevcut mı, iltizam maddesi mevcut mı?’ gibi özel sorular sordu ve dedi ki ‘Açık çek veriyorum, yapmış olduğum tüm çalışmalar ansiklopediye iç edilebilir fakat son olarak benim görmem lazım.’ Önemli katkıları oldu. Yine 1990’lı yılların başındaydı, Türk Tarih Kurumunda uluslararası bir tarih kongresinin toplantısı vardı. Dediler ‘Hoca seni arıyor.’ Hemen kendisini odasında ziyaret ettim, ‘Diyanet İslam Ansiklopedi ne durumda? Bu bizim gurur kaynağımız. Bu Batılılar bizim yüzümüze gülerler fakat bizi hep hakir görürler. İnşallah bu çalışma bizim tüm o güçlü tarihimizi ortaya koyacak.’ dedi.” “ŞU ANDA FATİH’İN KOMŞUSU, BU DA ONUN İÇİN EN BÜYÜK MÜKAFAT” İpşirli, İnalcık’ın uzun yıllar yurt dışında bulunduğunu, kongrelere katıldığını, fazla sayıda Doğu bilimci ile dostluk kurduğunu, ancak hiçbir zaman kendi kimliğini ve değerlerini kaybetmediğini, bu konuda Kırım kökenli olmasının etkili olabileceğini ve kendisinin her zaman “Ben Kırım Bahçesarayı’ndaki caminin müezzini Halil Hoca’nın torunuyum.” dediğini anımsattı.İnalcık’ın sadece sosyal ve ekonomik tarih konusunda yazmakla kalmadığını vurgulayan İpşirli, “Bu konudaki yanlış çalışmaları veya yanlış görüş ortaya koyanları da şiddetle eleştirdi. (Franz) Babinger’e yazmış olduğu eleştiriler var, birtakım Batılı tarihçilere yazılı eleştiriler var. Bu manada açmış olduğu çığır devam edecektir. Hiçbir zaman unutulmayacağına ben inanıyorum.” ifadelerini kullandı.İpşirli, İnalcık’ın başarısında kaynakları fazla iyi bilmesinin önemli bir yere sahip olduğuna dikkati çekerek, “Arşiv kaynaklarını ve tarihi kaynakları biliyordu. İkinci olarak literatürü fazla iyi takip ediyordu. Ben Chicago’daki bir talebesine sordum, ‘Hocamın nasıl geçer günü?’ diye, ‘Deliler gibi okur. Hemen çıkan her şeyi okumaya ve onları değerlendirmeye fazla ehemmiyet verir.’ dedi. Bu ömrünün sonuna kadar devam etti.” diye konuştu.Halil İnalcık’ın kendilerine bir örnek teşkil ettiğini kaydeden İpşirli, Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul’a verdiği emeklerin karşılığını gördüğünü, vefatının ardından Fatih Camisi Haziresi’ne defnedildiğini vurgulayarak, “Şu anda Fatih’in komşusu, civarında öbür tarihçiler var. Bu da onun için en aka mükafat. Karacaahmet Mezarlığı’nda bir aile kabristanı varmış. Oraya defnedileceği sırada bazı meslektaşları ve tabii ki Cumhurbaşkanının izni olmadan olmuyor, onun da sahip çıkmasıyla oraya defnedildi.” dedi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.