Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan kritik kabine sonrası açıklamalarda bulunuyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında biraraya gelen Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana gündem maddesi yarın açıklanacak...

Haberin Devamıİşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:"YENİ KABİNE ÜYELERİMİZİ KUTLUYORUM"Sözlerimin hemen başında bugün görevlerini tevdi ettiğimiz yeni kabine üyelerimizi kutluyorum. Çevre Bakanlığı görevini yürütecek Murat Kurum ile Sağlık Bakanlığı görevini yürütecek Kemal Memişoğlu hocamıza rabbimden muvaffakiyetler diliyorum. Her iki bakanımızın da seleflerinden aldığı hizmet bayrağını fazla daha ileriye taşıyacaklarına yürekten inanıyorum. Görevden affını isteyen ve şahsımızca bu talepleri kabul edilen Mehmet Özhaseki ve Fahrettin Koca'ya teşekkür ediyorum. Her iki arkadaşımızla yakın temasta olmaya devam edeceğiz.Gözden KaçmasınÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda devir teslim... Bakan Kurum: Adımlarımızı kararlılıkla atacağızHaberi GörüntüleORMAN YANGINLARIDiyarbakır ve Mardin'deki yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Sadece ormanlarımızı değil ülkemizin akciğerlerimizi yakan bu felaketlere baktığımız kastın, ihmalin ve tedbirsizliğin öne çıktığını görüyoruz. Bölücü örgütün de orman yangınlarını bir terör yöntemi olarak kullandığnı geçmişimizdeki tecrübemizden biliyorum. Orman yangınlarıyla etkin mücadelede konusunda örnek adımlar attık. Bu mücadeleyi 26 uçak, 105 helikopter ve 5 binden fazla siyah aracıyla sürdürüyoruz. Hali hazırda Bayraktar TB2 İHA'larımız yeşil vatanımızı 7/24 izliyoruz. Dünyada orman yangınlarıyla mücadelede İHA kullanan 2 ülkeden biriyiz. İlk kere bizim dönemimizde yapılan 4 bin 744 havuz ve göletle araçlarımızın ab ihtiyacını hızla karşılıyoruz. Yapay zeka tabanlı sistemler başta olmak üzere pek fazla teknolojik olanak da gücümüze kuvvet katmaktadır."ÇİFTÇİMİZİN MAĞDURİYETİNE İZİN VERMEYİZ"Önceki ay çiftçilerimizle buluşmamızda ziraat alanında son 21 yılda nereden nereye geldiğini rakamlarla biricik tek ortaya koyduk. Hükümetlerimizin ziraat politikalarını eleştirenlerin çoğu, bilgiden ziyade önyargılarla hareket etmektedir. Her örneğin gibi maalesef ziraat konusuna da istismar malzemesi olarak bakıyorlar. Bunlar öyle seçim meydanlarında dalga konusu yapılacak işler değildir. Tarım ciddi uğraştır. Çok stratejik sektördür. Hükümet olarak tarıma sektörün ciddiyetine, önemine müsait anlayışla yaklaştık. Çiftçi kardeşlerimizin alın terlerinin hakkını daima vermeye başladık. Son 21 yılda reel rakamlarla 1 trilyon 364 milyar lira ziraat desteği verdik. 2024 yılında şu ana kadar 56 milyar lira destek ödemesi yaptık. Yıl sonuna kadar 91,5 milyar liraya çıkacak. Yaş çay alım fiyatının yanında üreticilerimize destekleme primi uygulamasını ilk kere biz başlattık. Üreticimizi korumak için yeni çay fabrikaları yaparak Çaykur'un kapasitesini gene biz artırdık. Buğday fiyatlarında dünya piyasasının bir hayli üzerindeyiz. Yurt dışı ekmekli buğday fiyatı yerinde ton başına 248 dolardır. Toprak Mahsulleri Ofisi alım fiyatı ton başına 359 dolar olup dünya fiyatlarından 89 dolar yüksektir. Hasat döneminde üreticimizi koruma amacıyla dahilde işleme rejimiyle hububat ithalatını 15 Ekim'e kadar durdurduk. Üretici maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlamak amacıyla vereceğimiz fark ödemesi 29 milyar liradır. Toplam tarımsal destek bütçemizin yaklaşık dörtte birini, buğday ve arpa üreticilerimizin maliyetine katkı amacıyla kullanıyoruz. Toprak Mahsülleri Ofisimiz alımla ilgili süreçleri titizlikle yürütüyor. Ofis hububat teslim eden üreticilerimizin ödemelerine başladı. İlk etapta 6 Haziran'a kadar ürün verenlerin ödemeleri hesaplarına yatırıldı. Aldığımız tüm tedbirlerine rağmen çiftçimizin, üreticimizin memnuniyetsizliği, şikayeti olabilir. Bunları da Cumhurbaşkanı olarak şahsen takip ediyorum. Bakanlarımıza lüzumlu talimatı veriyorum. Milletin efendisi olan çiftçimizin mağduriyetine ruhsat vermeyiz. Son 21 yıldır iyi ve fena gününde nasıl çiftçimizin yanında olduysak bundan sonra da yanlarında olacağız.Türkiye stratejik önemi fevkalade yüksek, 3 kıtanın kavşak noktası olan bir coğrafyada bulunuyor. Medeniyetlerin beşiği olmuş, paylaşım kavgasının tam merkezinde yer almış bir bölgedeyiz. Böyle bir coğrafi konum ülkemize siyasi, ekonomik, avantajlar sağlamanın yanında tehditleri de beraberinde getirmektedir. Soğuk cenk döneminde bloklararası rekabetin yoğunlaştığı yerlerden biri Türkiye'nin merkezinde olduğu coğrafyada idi. 13. yılını tamamlayan Suriye krizi en fazla bizim bölgemizi etkiledi. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın olumsuz yanlarına maruz kalan bölgelerin başında gene biz yer alıyoruz. İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma varan katliamlar gene bizlerin yüreğini yakıyor. İsrail, Gazze'ye saldırmasıyla beraber Doğu Akdeniz'de ısınan sular gene bizi ve bölgemizdeki kardeş ülkeleri tedirgin ediyor. İsrail'in gözünü komşulara diktiğini görüyoruz. Gazze krizinin sadece Gazze ile sınırlı kalmayacağını İsrail zulmünün fazla vahim sonuçları olabileceğini sık sık dile getirdik. Gerek İran ile yaşanan füze gerilimi gerek İsrail'in Lübnan'a artan saldırıları kaygılarımızda bizi haklı çıkardı. Karşımızda devler adamı vasfının asgari şartlarını dahi taşımayan gözü dönmüş ihtiraslarının esiri olmuş aklını vicdanını kaybetmiş bir katil vardır. Bu zalim, siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşlarının güvenliğini dahi hiçe saymaktadır. Daha önce de anlatım ettim. Ankara'nın güvenliğini Gazze'nin, Kudüs'ün, Ramahallah'ın, Beyrut'un ve Bağdat'ın huzur ve güvenliğinden ayrı göremeyiz. Türkiye olarak emniyet önceliklerimizi buna göre tayin ve tespit ediyoruz. Dış politikada atacağımız adımları da bu eksende tayin ediyoruz. Hedefimiz doğru, akıllı, uzun vadeli hamlelerle bu mücadeleden ülkemizi kayıpsız, hatta kazançlı çıkarmaktır. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Barışı, diyaloğu, diplomasiyi en üst seviyede devreye almamız gereken günlerden geçiyoruz. Aynı coğrafya ve kaderi paylaştığımız devletlerle karşılıklı diyalog zeminini güçlendirmemiz ehemmiyet arz ediyor. İslam ülkeleri arasında dayanışmayı artırmamız son radde mühimdir. Bu anlayışla komşularımızdan başlayarak bölgemizdeki tüm aktörlerle münasebetlerimizi ilerletmeye gayret ediyoruz. Bu çabalarımızın somut çıktılarını birçok yerde gördük. Komşumuz Suriye'de 13 yıldan fazla sürede devam eden 1 milyon insanın hayatına mal olan itilafa siyasi çözüm bulmak için fazla uğraştık. Farklı kanallarla daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmeye çalıştık.