Eylem Tok ve oğlu ABD’ye kaçmıştı… Oğuz Murat Aci’nin annesi gözyaşlarını tutamadı: Bayram neyimize, elimi öpecek oğlum yok
Yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin yaptığı iddia edilen kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci'nin ailesinin acısı her geçen gün artıyor. Aci'nin...
Haberin DevamıYazar Eylem Tok ile Op. Dr. Bülent Cihantimur'un 17 yaşındaki oğlu T.C. iddiaya göre 1 Mart 2024'te Kemerburgaz'da kullandığı lüks otomobille bozulan ATV'lerini yol kenarına çeken kişilere çarpıp Oğuz Murat Aci'nin (29) ölümüne sebep olurken annesi Eylem Tok tarafından Mısır'a, oradan da ABD'ye kaçırılmıştı. Olayın üzerinden yaklaşık 3,5 ay geçerken kırmızı bülten de çıkartılan ana ve oğul halen yakalanmadı. Vefat eden Oğuz Murat Aci'nin 21 aylık oğlu Pars Ege ise babası yanı başındayken doğduğu hastaneye bu kere babasız getirilerek sünnet ettirildi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nde gerçekleşen operasyonda torunlarının yanında olan Aci'nin annesi Pervin Aci ve babası Özer Aci, Babalar Günü ve Kurban Bayramı'na günler kala acılarının hala taze olduğunu anlatırken torunları Pars Ege için üzüldüklerini belirtti. Aci çifti, Eylem Tok ve oğlunun teslim olmaları için çağrılarını yineledi. Çift yaşananları anlatırken romantik anlar yaşadı, ana Pervin Aci gözyaşlarına yargıç olmadı. Öte yandan kaza sonrası beyin ameliyatı geçiren Aci'nin kayınbiraderi 22 yaşındaki Tahsin Arslan'ın yitik telefonunun hala bulunamadığı belirtildi.Haberin Devamı“UNUTMAYACAĞIZ, MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ” Acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu söyleyen Özer Aci, “Küçük oğlumun sünnetini yaptırdık. Bu hastanede doğmuştu, doğumunda yoktum, memleketteydik. Oğlumla, rahmetliyle görüştüm, ‘Baba bambaşka bir duygu, anlatamam' dedi. Oğlum, duygularımı yaşıyorsun dedim. Kendisi, oğlunun sünnetinde bulunamadı fakat onun vazifesini harfiyen yerine getirdik. Şu lahza annesi, hem annelik hem babalık yapıyor, babası olsaydı yanında torunum, belki daha az ağlayacaktı. Eşine, çocuğuna destek olmuş olacaktı. Her ne kadar vazifeleri yerine getirsek bile bir baba olamıyoruz ancak aka baba sevgisi vereceğiz.Haberin DevamıKurban Bayramı, kurbanımızı keseceğiz ancak bayramlarımız sevinç, bahar bayramları değil, karalar giymişiz. Unutamıyoruz, unutmayacağız, mücadelemize devam edeceğiz. Bu bayram olmaz, öteki bayram olur. Çağrımızdan hiçbir şeyden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Şu lahza bence saklanıyor, bir yerden bir yere hareket ettiği lahza kırmızı bülten yakalayacak, herhalde şu lahza o bölgede sabit bir yerde duruyor. 24 Kasım'da vizesi bitiyor, o zaman ne yapacak? Eli kelepçeli olarak bu ülkeye gelecek, hesabını verecek. Oğlu istemeyerek yaptı da o pahalı arabayı baba aldı, altına tahsis etti, ana anahtarı tahsis etti. Kazadan birkaç saat önce annenin yanına geliyor, çocuk 25-30 yaşında gibi oturuyor. Anne babaya da bu olaydan ötürü bir ceza verilmeli, ana çocuğu kaçırdı, telefonları topladı. Şu ana kadar bildiğim kadarıyla telefon bulunmadı Onu da Eylem Hanım alıp götürmüştür, belki ABD'ye kadar götürmüştür diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.Haberin Devamı“BEN BÜLENT BEY'E SORAYIM; BABALAR GÜNÜ NASIL GEÇİYOR” Anne ve oğlun bir lahza önce teslim olması gerektiğini söyleyen Aci, “Kendime göre bir yas tutuyorum, yakalandığını duyduğum lahza o yastan çıkacağımı düşünüyorum. Onu davul zurnayla karşılayacağım. Son gülen iyi gülermiş, son gülen ben olacağım çünkü ben haklıyım. Bir bayram geliyor fakat bizim bayramımız yok artık, bayramlarımız karaya döndü.Şu ana kadar ne çocuklarını ne eşini teslim etti Bülent Bey, ne de aradı, sordu. Maddi manevi yanımdaydı da maddi kısmını kenara bırakın dedik, tamam fakat manevi olarak da hiçbir zaman yanımda olmadılar, insanlık bitmiş. Evladım öldü gitti fakat 4 tane yaralı gencimiz vardı. Onu bırak orada 9 tane daha aile var, o aileler iç bu 3,5 aydır hiç kimse ne arayan ne soran oldu. Her şey hayatta nakit değil, aç değiliz, Allah'a şükür açıkta değiliz. Babalar Günü'nde ondan mahrum olduk, hep başımdan öperdi, benden daha boyluydu. Babalar Günü de Anneler Günü gibi buruk geçecek. Mezarını ziyaret ederiz, geldik deriz gerçi her gün ediyoruz. Ben Bülent Bey'e sorayım; Babalar Günü nasıl geçiyor diye, benim iyi geçmediği her halükarda belli. Bir baba deyip elinden öpemeyecek hiçbir bayramda çocuğum, Babalar Günü'nü kutlayamayacak o dalı, yönü hep noksan olacak. Sünnetinde yanında olamadı, olsaydı fazla iyi olurdu, kendi istiyordu şu lahza sünnet yaptırmamızdaki en aka etken rahmetli oğlum. Gelinim, acılı bir benzer olarak, eşim böyle istiyordu yaşı dolmadan yapalım, istediği şey yerine gelsin ruhu rahat etsin diye gayret gösterdi. Daha sonra da olabilirdi fakat oğlum öyle istediği için öyle oldu. Hem sünnet hem Babalar Günü fakat ne yazık ki keder bir olayla” dedi.Haberin Devamı“BENİM ELİMİ ÖPECEK OĞLUM YOK” Oğlunun her lahza aklında ve kalbinde olduğunu söyleyen ana Pervin Aci, “Oğlumun heyecanını, o güzel babalığını, bekleyişini hep gözümden geçirdim. Hepimiz bugün çocuğumuz yok diye ağlıyoruz. Hüzün, herkes de bir yaş var, gözyaşı durmadı ki ne yapacağız bilmiyorum. Gittikçe kin de artıyor, oğlumu fazla özledim. Kinim kadına gelmedi, kırmızı bülten çıkarıldı, ondan da bir haber yok, inşallah yakında gelir. Bayram ertesi bekliyorum.Oğlumun kurbanını bağışladık, kurban keseceğiz fakat ne bayramı, bayram benim neyime, neyimize. Kurban keserken fotoğrafları var, heyecanı var. Benim elimi öperdi, elimi öpecek oğlum yok, kızım, damadım herkes mevcut fakat o fazla farklı. Cumhurbaşkanım, Adalet Bakanıma, Dışişleri Bakanıma da sesleniyorum, acım daha beter, zannediyorum ki o yakalanırsa yanan yere bir ab serpilir, öyle hissediyorum. Bilmiyorum, gelirse öyle olur muyum, Eylem Tok, aklı başındaysa gelsin artık biraz toparlasın kendini, bundan kaçış yok. Nereye kadar gidecek ki ömrünün sonuna kadar kaçabilecek mi, bir gün tutuklanacak, gelsin, adalete teslim olsun. O çocuk da bir lahza önce hayata dönsün, yeniden bir yol çizsin. Babayı görmedim, maddi manevi hiçbir şey beklemiyorum. Karısını çocuğunu alsın, gelsin, kimse ondan bir şey istemiyor. Onda bunda gözüm yok, adam ne yaparsa yapsın, umurumda değil. Doktor olsaydı çocuğumun kanayan yarasına azıcık, 2 parmak bassaydı. 10-15 dakika ileride hastanemize getirseydi o güzelim doktorların elinde çocuğum kurtulurdu. O tabip değil, ne o ana ne de o doktor, ikisi de ne ana olabilir ne tabip olur” dedi.