DEM Parti’li Hatimoğulları ve Bakırhan, Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti

Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncay Bakırhan, Kobani davasında 42 yıl hapis cezası alan...

Haberin DevamıDEM Parti benzer umumi başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncay Bakırhan'ın da aralarında bulunduğu heyet, kamuoyunda 'Kobani Davası' olarak bilinen, davada 42 yıl hapis cezasına çarptırılan eski HDP benzer Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nde ziyaret etti. Heyet, ziyaretin ardından mahpushane önünde basın açıklaması yaptı.'BU BİR KUMPAS DAVASI'Tülay Hatimoğullar "Biz baştan beri söylemiştik; burada bir kere daha söylüyoruz; Kobani kumpas davası adı üstünde bir kumpas davası ve tamamen siyasi bir intikam davasıdır ve burada başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ benzer başkanlarımız, geçmiş dönemde benzer başkanlığımızı yapmış arkadaşlarımız fazla yüksek cezalara çarptırıldı. Aynı zamanda Türkiye'de sol sosyalist devrimci Kürt halkıyla dayanışan, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi konusunda ısrarcı birleşik demokratik mücadeleyi savunan devrimcilere ağır cezalar verildi. Biz her iki benzer başkanımızı ziyaretimizde onların moralinin fazla yüksek olduğunu gördüğümüzü bir kere daha belirtmek isterim" dedi.Haberin Devamı'DEMİRTAŞ HER ZAMANKİNDEN DAHA MORALLİ'Demirtaş'ın moralinin yüksek olduğunu söyleyen Hatimoğulları, "Bugün sevgili Selahattin Demirtaş'la yaptığımız görüşmede her zamankinden daha moralli, her zamankinden daha bu süreci en geniş şekilde göğüsleyen vakur duruşuyla, bilinçli duruşuyla ve bu davayı fazla geniş bir biçimde analiz eden bir duruşla karşıladığını tüm Türkiye kamuoyunun bilmesini isteriz. Sevgili Selahattin Demirtaş dün olduğu gibi parti umumi başkanlığımızı benzer başkanlığımızı yürüttüğü dönemdeki gibi aynı yerde durmaktadır. Aynı moral ve motivasyonla durmaktadır. Bu karar arkadaşlarımıza geçmiş devre benzer başkanlığımızı yapmış sevgili Figen'e sevgili Selahattin'e zerre geri adım attırmamış, mücadelelerini daha da bilemiştir. Onlar onurlu bir şekilde tüm ceza meydan arkadaşlarımız ve savunma yapan tüm arkadaşlarımız onurlu bir şekilde, 'Kobani bir kumpas davasıdır' dediler. Kobani'de bu kararı alanlar bilsinler ki IŞİD'in ve bu zihniyetin ekmeğine yağ sürmüşlerdir" diye konuştu.Haberin Devamı'CEZAYI TANIMIYORUZ'Tuncer Bakırhan da "Öncelikle biz bu cezayı tanımıyoruz. Kürtler, emekçiler, kadınlar, Türkiye'de halklar bu verilmiş cezayı tanımayacaklardır. Selahattin Demirtaş'lar, Figen Yüksekdağ'lar Türkiye halklarının gönlünde zaten özgürdürler, asla cezaevinde olarak görmüyoruz. Onlar cezaevinde mücadelelerine devam edecekler, bizler de bugün burada olduğumuz gibi halklarımızla birlikte, cezaevindeki siyasi tutsak yoldaşları özgürleştirinceye kadar, Türkiye'yi demokratikleştirinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Selahattin Demirtaş başkan da aynısını söyledi; beraber dayanışma içerisinde, daha güçlü bir şekilde onlar cezaevinde biz dışarıda emekçilerle, halklarla beraber bu mücadeleyi yükselteceğiz. Bu haksız, hukuksuz davanın, önümüzdeki devre aşamalarında bozulmasını, arkadaşlarımızın beraat etmesi için elimizden gelen tüm mücadeleyi ortaya kararlılıkla koyacağımızı belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.Haberin Devamı'GERÇEK BİR NORMALLEŞMEDEN YANAYIZ'Türk siyasetindeki yumuşama dönemine iç edilmediklerini anlatım eden Bakırhan, "Tabii hükümet bir seçim kaybetti, aka kaybetti. Şimdi bu seçim sonuçlarında ortaya çıkan durumu telafi etmek için bir normalleşme, yumuşama söyleminde bulundu. Doğrusunu söylemek gerekirse biz de anlamaya, izlemeye çalıştık. Ama Kobani kumpas davasına verilen cezalar görülünce 83 yaşındaki Makbule anne, Hatice Yıldız sedyeyle cezaevinde yatıyorken paşaların bırakılması aslında bu yumuşama ve normalleşme sürecine Kürtlerin, emekçilerin, devrimcilerin iç olmadığını bir kere de ortaya koydu. Gerçek bir normalleşmeden yanayız. Gerçek bir normalleşme için hukukun eşit işlemesi gerekiyor. Kürt hariç devrimciler, direnenler hariç dememesi gerekiyor. Ama şu anda bizler açısından Türkiye'de yaşayan dostlar arasından arasında, bize yansıyan bir normalleşme sürecinin olmadığını da belirtmek istiyorum" diye konuştu.