Prof. Dr. Naci Görür, 5 kente dikkat çekti! ‘Endişelendiriyor’ diyerek uyardı

Bilim Akademisi üyesi, yer bilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Manisa, tarihi dönemlerden tutun çok yakın zamanlara kadar 7 ve üzerine çıkan büyük...

Haberin DevamıBilim Akademisi üyesi, jeolog ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Manisa Genç İş İnsanları Derneği (MAGİAD) tarafından düzenlenen 'Manisa Depreme Hazır mı?' paneline katıldı. Panel öncesi basın mensuplarının soruları yanıtlayan Prof. Dr. Görür, Türkiye'de aka ölçüde ciddi deprem bölgelerinin olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye'de depremden arınmış bir yer, hemen derhal yok gibi. Halkın yaklaşımıyla depreme baktığımız zaman keder çekiyoruz. Halk, 'Deprem olacak mı? Ne zaman olacak?' gibi sorular soruyor fakat son radde yanlış sorular. Bu ülkede deprem 13,6 milyon seneden beri gelmekte. Daha milyonlarca yıl devam edecek. Korku ve endişe nedeniyle sorulan bu soruları terk etmemiz gerekiyor. Deprem bugün olur, bugün olmazsa, yarın olur, yarın olmazsa, öbür gün olur. Bugün olursa, ben çekeceğim, yarın olsa çocuklarım, öbür gün olsa torunlarım keder çekecek. Dolayısıyla bu zaman işini bir tarafa bırakırsak, deprem daimi olacağına göre yapacağımız biricik şey ileri teknoloji ülkelerinde, bilimin egemen olduğu ülkelerin yaptığı gibi deprem dirençli kentleri oluşturmak" ifadelerini kullandı.Haberin Devamı"DEPREM OLURSA MANİSA'DA ÖNEMLİ ÖLÇÜDE CAN VE MAL KAYBEDERİZ"Manisa'nın deprem kenti olduğu belirten ve depremden korunma yöntemlerini anlatan Prof. Dr. Görür, "Manisa, tarihi dönemlerden tutun fazla yakın zamanlara kadar 7 ve üzerine çıkan aka depremlerin olduğu bir yer. Dolayısıyla Manisa'da deprem olacak. Ne zaman olacağını söyleyemiyoruz fakat şayet deprem olursa gene Manisa'da önemli ölçüde can ve mal kaybederiz. Onun için deprem gelmeden önce Manisa'yı deprem dirençli yapalım. Bugünkü anlayışa göre bir kenti depreme hazırlama denilince tüm siyasilere dikkat edin, hemen 'Kentsel dönüşüm' diyorlar. Kentsel dönüşümü yeni bina yapma, bina stokunu geliştirme şeklinde düşünüyorlar. 'Yapı stoku' denilince halkın hoşuna gidiyor, hane yapılıyor. Müteahhidin hoşuna gidiyor, çünkü bina yapılıyor. Malzeme satıcısının hoşuna gidiyor, malzeme satıyor. Siyasetçinin hoşuna gidiyor, rey alıyor. Manisa'daki binaları tümüyle yenileseniz bile Manisa'yı deprem dirençli yapamazsınız" dedi.Haberin Devamı"ÖNCE MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMALARI YAPILMALI"Prof. Dr. Görür, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bilinçsiz yaparsanız, gelen deprem dalgaları ilk anda yaptığınız üstyapıyı aka ölçüde tahrip edecektir. O zaman sizin o 'kentsel dönüşüm' diye yaptığınız binalar başınıza dert olur. Onları bir daha yıkmak zorunda kalırsınız. Bugün Güneydoğu'da örnekleri var. Diyelim ki altyapı tamamen tahrip olmuş, yol, havaalanı, kanalizasyon, içme suyu şebekesi, tabii gaz şebekesi yok. Böyle bir kentte evin sağlam olsa ne olur? Altyapıyı yapmak için bina stokunu bir daha yıkacaksın. Onun için vitrine oynamamak lazım. Kentte depreme hazırlık yapacaksan önce mikro bölgeleme çalışmaları yapacaksın. O bölgenin jeolojisini, jeofiziğini, sismolojisini, topoğrafyasını yapacaksın. Deprem dalgaları nasıl geliyor? Zeminle nasıl etkileşiyor? Sıvılaşma, heyelan nerede olur? Depremin hızı nerede, nasıl olur? Deprem dalgaları nerede en yıkıcı olur, nerede olmaz? Bunları bilmeden kenti nasıl büyüteceksin? Bütün yerel yönetimlerde bu yanlışlıklar sürüyor."Haberin Devamı"DEPREMİN ÖLDÜRDÜĞÜNDEN DAHA FAZLA İNSANI UZUN ZAMANDA ÖLDÜRÜRSÜN"6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından yıkılan evlerin molozlarının yanlış şekilde gömülmesinin ileride farklı sorunlara sebep olacağını söyleyen Prof. Dr. Görür, "Güneydoğu'da evler yıkıldı. Bütün molozları götürdüler, gömdüler. Bu durumun fazla aka zararı var. O gömdükleri inşaat molozunda demir, kağıt, asbest, kimyasal madde, organik madde, karton, çelik, beton var. Var da var. Gömülen molozların içerisinde yağmurun yağmasıyla kimyasal reaksiyonlar olur. Bütün parlayıcı, patlayıcı, toksin, zehirli maddeler oluşur ve toprağı kirletir. O toprak yer altı suyunu kirletir. Oradan akarsular, göller, denizler kirlenir. O bölgede yetişen domates sofrana gelir, zehir yersin. Bu cin deprem bölgelerinde kanser hortlar. Deprem molozlarının nereye, nasıl, hangi yöntemlerle bertaraf edilmesi gerektiği uluslararası yöntemlerle yapılmalıdır. Canının istediği yere, dere yatağına yığarsan depremin öldürdüğünden daha fazla insanı uzun zamanda öldürürsün" açıklamalarında bulundu.Haberin DevamıProf. Dr. Görür, Türkiye'de son günlerde endişe duyduklarına dikkati çekerek, "Depremin ne zaman geleceğini bilmiyoruz fakat her geldiğinde binlerce insanı gömemeyiz. Emin olun depremin fazla aka hasar verdiği toplumlara iyi gözle bakılmıyor. 'Bu kadar insanını feda edemezsin, bir yanlışlık var' diyorlar. Ya bilimi ciddiye almıyorsun yahut da inşaatı yanlış yapıyorsun. Her durumda toplumun aleyhine işleyen bir bina var, o yönüyle hoş görmüyor. Bu da bize yakışmıyor. Bugünlerde daha fazla Tunceli, Bingöl Karlıova, Erzincan yörelerimiz biraz endişelendiriyor. İzmir'de de bir endişemiz var. Çünkü İzmir'de 15 tane fay var. İzmir yarımadasını kesen fayların özelliklerini bilmiyoruz. O faylar ne zaman deprem üretiyor, nedir? Bilmediğimiz için örneğin olarak düşünüyoruz" diye konuştu.